عَنْ
عَائِشَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهَا قَالَتْ: مَا ضَرَبَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَادِمًا وَلَا امْرَأَةً قَطُّ. (د)
حضرتى عائشه ( رضى الله عنها ) شويله ده دى ."رسول الله ( صلى
الله عليه وسلم ) نه بر خدمتجسنه و نه ده
بر خنمنه آصلا وورمادى ."
Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle dedi: “Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) ne bir hizmetçisine ve ne de bir hanımına asla vurmadı.”
(Sünen-i Ebû Dâvûd)
Hicrî: 08 Şaban 1439 Fazilet
Takvimi
RESÛLÜ EKREM EFENDİMİZİN YÜKSEK AHLÂKI
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), ahlâkın güzelliklerini tamamlamak için gönderilmiştir. Onun her hâlinde ve sözünde fazîlet vardır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), insanların en güzel ahlâklısı idi. Çünkü o, Kur’ân ahlâkı ile ahlâklanmıştı. Hiçbir çirkin söz söylemez ve hiçbir çirkin harekete tenezzül etmezdi. Kötülüğü, kötülükle karşılamaz, affeder ve bağışlardı.
Peygamberimizin ağzından hiçbir zaman hak ve gerçek sözden başkası çıkmazdı.
Sade, fakat temiz giyinirdi. Temizliği severdi. “Temizlik îmandandır.” buyururdu. Pislikten ve fena kokulardan hiç hoşlanmazdı. Ashâbına mescide temiz gelmelerini tembih ederdi.
Aile hayâtında çok geçimli idi. Evinde boş oturmazdı. Hizmetçilerine bile bir defa “Of! Aman!” dediği işitilmemişti. En çok, şefkate muhtaç olan yoksullara, öksüzlere, çocuklara merhamet gösterirdi.
Onun sevgisi hudutsuzdu. Hayvanlara karşı bile merhametli davranmayı insanlara öğretmiştir. Bir defasında, dışarıda kalmış bir kedinin sesini duyunca, bizzat içeri almıştı. Hastalanmış hayvanların tedavisiyle meşgul olurdu. Susuz kalmış bir köpeğe, ayakkabısıyla kuyudan su çekip veren günahkâr kimseyi cennetle müjdelemişti. Bir kediyi aç bırakan kadının, bu yüzden azap göreceğini bildirmişti. Susuz kalmış bir ağacı sulayana, sevap yazılacağını haber vermişti.
Peygamber Efendimizden (s.a.v.) bir şey istendi mi, aslâ yok demezdi. İstenilen şey, yanında bulunursa onu yerine getirir, bulunmazsa va’d ederdi.
O, her hususta fazîlet timsali idi. O, bütün âlemlere rahmettir. (Rahmeten li’l-âlemîn’dir.)
Salât sana, selam sana, Ey Allâh’ın Rasûlü Muhammed Mustafâ! Seni hakkıyla bilen ve medheden, Âlemlerin Rabbi Allâhü Teâlâ’dır. Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), insanların en güzel ahlâklısı idi. Çünkü o, Kur’ân ahlâkı ile ahlâklanmıştı. Hiçbir çirkin söz söylemez ve hiçbir çirkin harekete tenezzül etmezdi. Kötülüğü, kötülükle karşılamaz, affeder ve bağışlardı.
Peygamberimizin ağzından hiçbir zaman hak ve gerçek sözden başkası çıkmazdı.
Sade, fakat temiz giyinirdi. Temizliği severdi. “Temizlik îmandandır.” buyururdu. Pislikten ve fena kokulardan hiç hoşlanmazdı. Ashâbına mescide temiz gelmelerini tembih ederdi.
Aile hayâtında çok geçimli idi. Evinde boş oturmazdı. Hizmetçilerine bile bir defa “Of! Aman!” dediği işitilmemişti. En çok, şefkate muhtaç olan yoksullara, öksüzlere, çocuklara merhamet gösterirdi.
Onun sevgisi hudutsuzdu. Hayvanlara karşı bile merhametli davranmayı insanlara öğretmiştir. Bir defasında, dışarıda kalmış bir kedinin sesini duyunca, bizzat içeri almıştı. Hastalanmış hayvanların tedavisiyle meşgul olurdu. Susuz kalmış bir köpeğe, ayakkabısıyla kuyudan su çekip veren günahkâr kimseyi cennetle müjdelemişti. Bir kediyi aç bırakan kadının, bu yüzden azap göreceğini bildirmişti. Susuz kalmış bir ağacı sulayana, sevap yazılacağını haber vermişti.
Peygamber Efendimizden (s.a.v.) bir şey istendi mi, aslâ yok demezdi. İstenilen şey, yanında bulunursa onu yerine getirir, bulunmazsa va’d ederdi.
O, her hususta fazîlet timsali idi. O, bütün âlemlere rahmettir. (Rahmeten li’l-âlemîn’dir.)
Salât sana, selam sana, Ey Allâh’ın Rasûlü Muhammed Mustafâ! Seni hakkıyla bilen ve medheden, Âlemlerin Rabbi Allâhü Teâlâ’dır. Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.
(M. İslam Târihi -Siyer-i Nebî-, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 08 Şaban 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder