22 Nisan 2018 Pazar

PEYGAMBER EFENDİMİZE SALEVÂT’IN FAZÎLETİ



قال النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: زَيِّنُوا مَجَالِسَكُمْ بِالصَّلَاةِ عَلَيَّ فَإِنَّ صَلَاتَكُمْ عَلَيَّ نُورٌ لَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ. (الجامع الصغير)
بيغمبر أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر     ."مجلسلرينزى بانه صلوات اوقويارق سوسلينز . زيرى بانه صلواتنز قيامت كونى سزيك إيجن نوردر ."
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Meclislerinizi bana salevât okuyarak süsleyiniz. Zîrâ bana salevâtınız kıyâmet günü sizin için nurdur.” 
(Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Hicrî:   05  Şaban  1439  Fazilet Takvimi 


PEYGAMBER EFENDİMİZE SALEVÂT’IN FAZÎLETİ

 
Âyet-i celîlede -meâlen-: “Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere hep salevât ile tekrîm (ikrâm) ederler. Ey îmân edenler! Haydin ona teslîmiyetle salevât ve selâm getirin.” (Ahzâb Sûresi, âyet 56) buyurulmuştur. Hazret-i Ali (kerremallâhü vecheh), bu âyet-i celîleden şu mânâyı çıkarmıştır: “Habîbimin şânını ona salevât getirirken sâdece dillerinizle değil; aynı zamanda nefisleriniz, kalpleriniz ve ruhlarınızla da yüceltiniz.”
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
“Bana salevât getiriniz. Zîrâ bana salevât getirmek, günahlarınızın affına vesîle olduğundan hakkınızda (mânevî) bir temizliktir.”
“Muhakkak kıyâmet gününde insanların bana en yakını benim üzerime en çok salevât okuyandır.”
“Allâhü Teâlâ, kabrimde bir melek vazîfelendirip ona bütün mahlûkâtın isimlerini verdi. Kıyâmete kadar bana salevât getiren her bir kimseyi bu melek bana ismiyle muhakkak bildirir.”
Bir hanım, Tâbiînin reîsi Hasan-ı Basrî hazretlerine geldi:
“Kızım vefât etti. Bana, kızımı rüyamda görmeme vesîle olacak bir şey öğret” dedi.
Hasan-ı Basrî Hazretleri ona bir salevât-ı şerîfe öğretti. O hanım bunu okudu, kızını rüyasında gördü. Kızının üzerinde katrandan bir elbise, boynunda da bukağı vardı. Korku içerisinde uyandı ve gelip Hasan-ı Basrî Hazretlerine rüyasını anlattı.
Bir müddet sonra Hasan Basrî Hazretleri aynı kızı rüyasında gördü. Cennette anberden bir taht üzerine oturmuş, başında da doğuyla batı arasını aydınlatacak kadar parlak bir taç vardı.
“Ey Üstâz! Beni tanıdın mı? Ben kendisine salevât-ı şerîfe öğrettiğin kadının kızıyım” dedi. Hasan-ı Basrî hazretleri:
“Peki, nasıl oldu da bu yüce mertebeye ulaştın?” diye sordu. Şöyle anlattı:
“Bir gün bir mübârek zât kabristanımızdan geçti. Bu sırada okuduğu bir salevât-ı şerîfenin sevâbını bize hediye etti. Kabristanımızda azâb çeken beş yüz elli kişiydik. Şöyle seslenildiğini işittik: ‘Şu mübârek zâtın okuduğu salevât-ı şerîfe hürmetine bunlardan azâbı kaldırın.’ Biz de kurtulduk.” (Hulâsatü’l-Ahbâr, A. Mahmud Hüdâî ks.)
Hicrî:   05  Şaban  1439  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder