قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مِنْ أَشَدِّ أُمَّتِي لِي حُبًّا نَاسٌ يَكُونُونَ بَعْدِي يَوَدُّ أَحَدُهُمْ لَوْ رَآنِي بِأَهْلِهِ وَمَالِهِ. (م)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : أمتميك ، بنى أك جوق سونلرندن بعضيلرى ، بندن صكره كله جك بر تقم إنسانلردركى اونلردان هر برى ، آئله سنى و مالنى فدا أدرك بنى كورمش اولماي آرض أدجكلردر . "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Ümmetimin, beni en çok sevenlerinden bazıları, benden sonra gelecek birtakım insanlardır ki onlardan her biri, ailesini ve malını feda ederek beni görmüş olmayı arzu edeceklerdir.”
(Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 15 Rebîulevvel 1446 Fazilet Takvim
ASHÂB-I KİRÂM’IN PEYGAMBER SEVGİSİ
Muhakkak Ashâb-ı Kirâm’ın Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’e olan muhabbet, saygı ve hürmetleri, tasavvur olunabilecek en son mertebede idi.
Hz. Ali kerremallâhü vecheh’e, “Siz (Ashâb-ı Kirâm), Resûlullah (s.a.v.) Efendimizi nasıl seviyordunuz?” diye sual edilince şöyle buyurmuştu:
“Allâh’a yemin ederim ki, Resûlullah (s.a.v.), bize canlarımızdan, mallarımızdan, evlatlarımızdan, baba ve analarımızdan, susuzluktan helâk olmak üzere olan kimsenin suya olan iştiyakından daha sevgili idi.”
Nitekim Bedir, Uhud ve diğer gazâlarda, nice Ashâb-ı Kirâm’ın Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizi müdâfaa için canlarını feda ettikleri malumdur. Ensâr’dan bir hanımın babası, kardeşi ve kocası, Resûlullah Efendimiz ile birlikte Uhud’da çarpışırken şehit oldular. Bazı münafıklar, Uhud’da Peygamberimizin de şehit olduğu şâyiasını çıkarmışlardı. Dönen gazileri karşılamaya çıkan bu hanım sahâbî, ailesinin şehit olduğu haberini almasına rağmen devamlı:
“Resûlullah (s.a.v.) ne oldu, o nasıldır?” diye soruyordu. Kendisine, “Allâh’a hamdolsun, iyidir.” cevabı verildiğinde o hanım sahâbî, “Onu bana gösterin, gözümle göreyim, (kalbim mutmain olsun)” dedi. Peygamber Efendimizi (s.a.v.) gördükten sonra da “Yâ Resûlallâh! Sen, sağ ve selâmette oldukça, baba, kardeş, zevc ve başkalarının ölümü gibi musibetler bana hafiftir.” cevabını verdi.
Müşrikler, Bi’r-i Maûne Vakası’nda esir düşen Zeyd bin Desinne (r.a.) Hazretlerini, şehit etmek üzere Mekke-i Mükerreme’nin dışına çıkarmışlardı. Bu sırada bir müşrik ona, “Allah için bana söyle; şu anda Muhammed’in (s.a.v.) senin yerinde burada olmasını ve onun boynunu vurmamızı; senin de ailen arasında olmanı arzu etmez misin?” dedi. Zeyd bin Desinne (r.a.), “Şu anda onu, bir dikenin bile rahatsız etmesine aslâ râzı değilim.” deyince o müşrik, “Ben, Ashâb’ının, Muhammed’i (s.a.v.) sevdiği kadar, kimsenin kimseyi sevdiğini görmedim.” dedi.
Hicrî: 15 Rebîulevvel 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder