عَنِ ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمَا أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : مَنْ طَلَبَ الْعِلْمَ لِغَيْرِ اللهِ أَوْ أَرَادَ بِهِ غَيْرَ اللهِ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ. (هـ)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كيم ( دنيالق بر منفعت ويا مقامه نائل اولمق كبى ) الله تعالى نيك ( رضاسنيك ) غيرسى إيجن علم أؤكرنر ويا أؤكرنديكى علمله الله تعالى ، نيك ( رضاسنيك ) غيرسنى مراد أدرسه جهنم ده اوطوراجاغى يره حظرلانسيك . "
İbn-i Ömer’den (r. anhümâ), Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurdukları rivâyet olundu: “Kim (dünyalık bir menfaat veya makama nâil olmak gibi) Allâhü Teâlâ’nın (rızâsının) gayrısı için ilim öğrenir veya öğrendiği ilimle Allâhü Teâlâ’nın (rızâsının) gayrısını murad ederse Cehennem’de oturacağı yere hazırlansın.”
(Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 27 Rebîulevvel 1446 Fazilet Takvim
SAHÂBE’NİN EN CÖMERTLERİNDEN ABDULLAH İBNİ ÖMER (R. ANHÜMÂ)
Abdullah bin Ömer (r.a.), Hz. Ömer’in (r.a.) oğlu olup küçük yaşta iken Mekke-i Mükerreme’de babası ile beraber Müslüman olmuştur. Yaşının küçük olması sebebiyle Bedir ve Uhud muharebelerine katılamamış, bu ikisi hâriç diğer bütün gazâlarda bulunmuştur. İbn-i Ömer (r. anhümâ), “Ben, Peygamber Efendimize (s.a.v.), harbe katılmak için Uhud senesi arz olundum. O vakit on dört yaşında idim, izin vermediler. Hendek senesi arz olundum, o vakit on beş yaşında idim. Bu defa katılmama izin verdiler.” demiştir.
İbn-i Ömer (r.a.) Hazretleri, sünnetlere tam manası ile tâbi olup bidatlerden kaçınan, ilim ve irfan sahibi bir zât idi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) her nerede ve hangi ağacın altında oturmuşlar veyahut namaz kılmışlar ise orada oturmuş ve namaz kılmıştır.
Mallarından, kendisine hoş gelenlerini Allâhü Teâlâ’nın yolunda infak etmek âdeti idi. Kölelerinden ibadet ve tâate devam edenleri hemen âzât ederdi. Köleleri, bu âdetini bildikleri için âzât olunmayı arzu edenler, mescide devam ederek emellerine nâil olurlardı.
Âzâtlısı Nâfi (rah.) rivâyet etmiştir ki; Abdullah bin Ömer (r. anhümâ), bir gün devesi ile gidiyordu. Devenin yürüyüşü hoşuna gidince hemen deveyi çöktürttü ve “Ey Nâfi! Devenin yükünü indir.” dedi. Ben, bunu bir şey yapmak için veya şüphelendiği bir şey olduğu için istediğini zannetmiştim. Yükünü indirdim. Bana, “Devenin vücudunun diğer kısımları da kafası gibi sağlam mı bak bakalım?” buyurdu. Ben de (onu kurban etmek istediğini anladığımdan) “İsterseniz bunu satıp parası ile başkasını alalım.” dedim. “Bunu ayır, işaretle ve kurbanlık develerin arasına kat buyurdu.” O, hoşuna giden her ne olursa muhakkak onu, Allah yolunda sarf ederdi.
İbn-i Ömer (r.a.) Hazretleri, 2630 hadîs-i şerîf rivayet etmişlerdir ki iki yüz sekseni Sahîh-i Buhârî ve Müslim’de geçmektedir. Hicrî 73 yılında, yaşı sekseni geçmiş olduğu hâlde vefat etmişlerdir.
Hicrî: 27Rebîulevvel 1446 Fazilet Takvim