1 Mart 2023 Çarşamba

GÖNÜL ZENGİNLİĞİ HAKÎKÎ ZENGİNLİKTİR


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ رَضِيَ مِنَ اللهِ بِالْيَسِيرِ مِنَ الرِّزْقِ رَضِيَ اللهُ مِنْهُ بِالْيَسِيرِ مِنَ الْعَمَلِ. (هب)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  كيم ، الله تعالى نيك ورديكى آز رزقه راضى اولورسه ( قاناعت أدرسه ) ، الله تعالى ده اونون آز ( نافله ) عمللرينه راضى اولور . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Kim, Allâhü Teâlâ’nın verdiği az rızka razı olursa (kanaat ederse), Allâhü Teâlâ da onun az (nâfile) ameline razı olur.”

(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hicrî:  09  Şaban    1444  Fazilet Takvim

 

GÖNÜL ZENGİNLİĞİ HAKÎKÎ ZENGİNLİKTİR

 

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “İki melek, her gün insanlara şöyle nidâ ederler: ‘Ey insanlar! Rabbinize yönelin. Az olup insana kâfî olan dünyalık, çok olup (insanı) azdıran (dünyalık)tan hayırlıdır.’ (Meleklerin) bu nidâlarını (insanların ve cinlerin dışındaki) mahlûkatın tamamı işitir.”

Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.) buyurdu ki: “Rızkın en hayırlısı, kişiye kâfî miktarda olanıdır.”

İbn-i Abdullah el-İskenderî, Hikem-i Atâiyye kitabında demiştir ki: “Cenâb-ı Hakk’ın sana kâfî miktarda rızık ihsan edip, seni azgınlığa ve isyana sürükleyecek olan fazla maldan menetmesi, sana ihsan ettiği nimetlerin kemâlindendir.”

Dünyadan kendisine nasip olan rızkın kadrini bilmeyenler, iki şeyden birisine mübtelâ olurlar: Ya fakir olmakla beraber hırsa mübtelâ olurlar da sıkıntıları kat kat artar, yahut zenginliğe rağbet ederler de zenginlikleri kendilerine ihsan olunan nimete şükrü unutturur. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Hakîkî zenginlik, mal zenginliği değildir; hakîkî zenginlik, gönül zenginliğidir.” buyurmuşlardır.

Yine denilmiştir ki: “Kendisine ihsan olunan maldan fazlasını talep eden kimsenin kalbini, Allâhü Teâlâ körleştirir. Muhakkak kul, kendisine kâfî miktar rızık ile yetinirken dünyaya meylederse, Allâhü Teâlâ, ondan zühd ve takvâ zevkini kaldırır. Şâyet o kulun, Allah indinde bir nasibi varsa Cenâb-ı Hak, ona şöyle ilhâm eder: ‘Ey kulum! Ben, meleklerim ve hamele-i Arş’ım yanında senin kadrini yüceltmeyi murad ettim. Lâkin sen, dünya nimetlerinden fazlasına meylettin ve beni terk ettin. Bu sebeple elindeki nimetlerden mahrum kaldın. Ey kulum! Sen, önceki bulunduğun hâle dön, ben de nimetlerimi geri vereyim.”

Âlimler demişlerdir ki: “Dünyanın tamamı altın bile olsa fânîdir, âhiret ise toprak bile olsa bâkîdir. Hâlbuki topraktan olan dünyadır ve fânîdir, altından olan ise âhirettir ve bâkîdir. Binâenaleyh fânî olanı ancak aklı olmayanlar tercih eder.”

Hicrî:     09 Şaban  1444  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder