قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ الْعَبْدَ إِذَا صَلَّى فِي الْعَلَانِيَةِ فَأَحْسَنَ وَصَلَّى فِي السِّرِّ فَأَحْسَنَ قَالَ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ هَذَا عَبْدِي حَقًّا. (ه)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محقق قل ، نمازنى هم عاشكاره قلديغى زمان و هم ده كزلى قلديغى زمان ( حوشو و تعديلى أركانه رعايت أدرك ) كوزل يابارسه الله تعالى ، ’ إشده شو ، بنم حقيقى قلمدر . ‘ بيورور . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak kul, namazını hem aşikâre kıldığı zaman ve hem de gizli kıldığı zaman (huşû ve tadîl-i erkâna riâyet ederek) güzel yaparsa Allâhü Teâlâ, ‘İşte şu, benim hakîkî kulumdur.’ buyurur.”
(Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 04 Ramazan 1444 Fazilet Takvim
NAMAZ, TADÎL-İ ERKÂN İLE TAMAM OLUR
İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî (kuddise sirruh) Hazretleri şöyle buyurdular:
“…Bu dünya, amel işleme yeridir. Ceza ve mükâfat yeri de âhirettir. Böyle olunca dünyada sâlih ameller işlemeye gayret etmek lâzımdır.
Amellerin en faziletlisi ve ibadetlerin en güzeli, namaz kılmaktır. Zira namaz, dinin direği ve müminlerin mirâcıdır. Rukünlerini, şartlarını, sünnet ve âdâbını lâyıkıyla yerine getirebilmek için edâsına son derece ehemmiyet vermek ve ihtiyatlı olmak lâzımdır. Yine tumânînet ve tadîl-i erkâna (rukû ve secde gibi rukünlerde âzâların hareketten kesilmesi ve karar ve sükûnet bulmasına) riâyette de ziyade mübalağa ederek kâmil bir şekilde namazı muhafaza etmek lâzımdır.
İnsanların birçoğu, tumânînet ve tadîl-i erkâna riâyet etmeyerek namazlarını zâyi etmişlerdir. Bu kimseler hakkında, azâp ve şiddetli tehditler bildiren birçok hadîs-i şerîf vardır. Namaz, tam ve kâmil olursa kurtuluş için büyük bir ümit besleyebilmek müyesser olur. Zira din, bu takdirde kâim olur; kulun kıldığı namazının, o kulun kendi mîracı olabilmesi, ancak bu şekilde müyesser olur.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 2, m. 20)
SADAKA-İ FITRA DÂİR BAZI HÜKÜMLER
Fitre, malî bir ibadettir. Ödenmedikçe, zimmette ömür boyu borç olarak kalır.
Zekâtta olduğu gibi, fitrede de niyet lâzımdır. Niyetsiz olmaz. Sadaka-i fıtrın, bütün hükümleri, zekât gibidir. Ancak mal zâyi olursa zekât düşer, lâkin sadaka-i fıtır düşmez.
Fitrenin verileceği yerler, zekâtta olduğu gibidir. Yani zekât kimlere verilirse, fitre de onlara verilir.
Husûsiyle talebe-i ulûma (dünya ve âhiret saadetini temin eden dînî ilimleri okuyan talebeye), zâhid, müttakî ve sâlih olan kimselere verilmesi evlâdır. İlmiyle amel edenlere verilmesi ise tamamından daha faziletlidir.
(Zekât ve Verileceği Yerler, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 04 Ramazan 1444 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder