قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : عَذَابُ الْقَبْرِ حَقٌّ فَمَنْ لَمْ يُؤْمِنْ بِهِ عُذِّبَ. (كنز)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : قبر عذاب حقدر ، ( واردر ) . بونه إنانمايان كمسه عذاب اولونور . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kabir azâbı haktır, (vardır). Buna inanmayan kimse azâp olunur.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 12 Şaban 1444 Fazilet Takvim
KABİR AZÂBINDAN KORUNMAK
Fakîh Ebulleys Semerkandî (rah.) şöyle demiştir:
“Kabir azâbından korunmak isteyen kimsenin, dört şeyi yapmaya itina göstermesi, dört şeyden de şiddetle kaçınması gerekmektedir.
İtina göstermesi gereken dört şey; beş vakit namazı (vaktinde ve tadil-i erkâna riâyet ederek) kılmak, sadaka vermek, Kur’ân-ı Kerîm’i okumak, Allâhü Teâlâ’yı çokça zikretmektir. Bu dört şeye ihtimam gösteren kimsenin kabri nurlanır ve kendisine genişletilir.
Kaçınması gereken dört şey; yalan, hainlik, nemîme (laf taşımak) ve idrar sıçramasıdır.” Nitekim Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Bevilden (idrardan) kaçınınız. Zira, kabir azâbının çoğu, (kişinin üzerine sıçramasından ve elbisesine bulaşmasından kaçınmadığı) bevildendir.” buyurmuşlardır.
ASHÂB-I BEDİR: SA’D BİN OSMÂN (R.A.)
Sa’d bin Osmân radıyallâhü anh Hazretleri, Ensâr’dan ve Hazrec Kabilesi’nin Benî Zürayk kolundandır. Künyesi Ebû Ubâde’dir. Bedir Gazâsı’nda bulunmuştur.
Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz, Medîne-i Münevvere civarında, Harre denilen mevkideki Ehâb Kuyusu başına gelmişlerdi. Bu kuyu, Sa’d bin Osmân Hazretlerine ait olup, bu sırada oğlu Ubâde’yi, insanlara su ikram etmesi için kuyunun başında bırakmıştı.
Hazret-i Ubâde, Resûl-i Ekrem Efendimize su ikram etmiş; ancak o sırada kendisini tanıyamamıştı. Sonra babası geldiğinde, “Ben şu vasıflarda bir zâta su ikram ettim” diye söylediğinde babası, “İşte o zât, Peygamber Efendimiz Hazretleridir! Arkalarından yetiş!” diye emretti.
Hazret-i Ubâde de koşup yetişince, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, onun başını mesh ederek hayır duada bulunmuşlardır. Ubâde (r.a.) Hazretleri 80 yaşlarına ulaştığı hâlde saçı, sakalı ağarmadığı gibi kendisinde de ihtiyarlık alâmetlerinin hiçbiri görülmemiştir.
Hicrî: 12 Şaban 1444 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder