قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ صَامَ يَوْمًا فِي سَبِيلِ اللهِ بَعَّدَ اللهُ وَجْهَهُ عَنِ النَّارِ سَبْعِينَ خَرِيفًا. (خ)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : هر كيم الله يولنده ( صرف الله رضاسى إيجن ) بر كون اوروج طوطارسه الله تعالى ، اونون وجودونى يتمش يل ( لق مسافه ) جهنم ، دن اوزاقلاشترير . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Her kim Allah yolunda (sırf Allah rızâsı için) bir gün oruç tutarsa Allâhü Teâlâ, onun vücudunu yetmiş yıl(lık mesafe) Cehennem’den uzaklaştırır.”
(Sahîh-i Buhârî)
Hicrî: 25 Şaban 1444 Fazilet Takvim
ORUCUN FARZ OLMASININ HİKMETİ
Oruç, İslâm’ın şartlarından olup farz olan bir ibadettir. Bakara Sûresi’nin 183. âyet-i celîlesi, oruç tutmaktaki başlıca hikmetin, kalplerimizde şefkat, merhamet, takvâ ve Allah korkusu gibi yüksek duyguların tecellisini temin etmek için olduğunu bize bildirmiştir.
Oruç, dinin en büyük ibadetlerindendir. Günah ve kötülüğe olan hırslar bununla teskin edilir. Oruç, kalbin bir ameli olup bütün gün yiyecek ve içecek gibi nefsânî isteklerden kendini alıkoyarak yapılan mukaddes bir mücâhededir. Nefs-i emmâre, oruç ile terbiye edilir. Oruç tutanlar, akıl ve iradelerine hâkim olurlar. Kendilerini zapt etmeyi ve nefislerini de lüzumuna göre kullanmayı bilirler. Bunun için Peygamber Efendimiz (s.a.v.), nefislerine sahip çıkamayacaklar hakkında, “Oruç tutsunlar, çünkü orucun güzel bir tesiri vardır.” buyurmuştur.
Oruç tutmayan; sabretmesini bilmez, nefsini zapt edemez, hele refah içinde yaşayanlar bir gün aç kalmakla hemen ölüvereceğiz zannederler ve bu zan ile orucu zararlıymış gibi telakki ederler. Hâlbuki oruç, gerek fertler ve gerek cemiyet hakkında büyük bir rûhî terbiyeyi sağlar. Aynı zamanda midenin ve bedenin istirahatini temin ettiğinden vücuda sıhhî ve tıbbî faydaları da vardır. Orucun bu cismânî, rûhî, ictimaî ve ahlâkî faydaları, orucun farz olmasının asıl sebep ve hikmeti değildirler.
Orucun farz olmasının asıl hikmeti, Allâh’ın emrine boyun eğmek ile kulluk zevkini tatmak ve ruhu, riyâ eserinden temizleyerek ihlâsın kuvvetini artırmak, kendini bizzât Allâhü Teâlâ’nın korumasına teslim etmek için nefsiyle mücahede etmektir. Nitekim Cenâb-ı Hak bir hadîs-i kudsîde, “Oruç, benim içindir ve onun mükâfatını ancak ben veririm.” buyurmuştur.
İşte zor ve güç gibi görünen oruç bu kadar güzel bir ibadettir. Oruç, “Yemin olsun ki biz, sizi biraz korku ve biraz açlıkla imtihan edeceğiz…” (Bakara Sûresi’nin 155.) âyet-i kerîmesinde işaret buyurulan “biraz açlıktan” bir hissedir ki bu sayede uzun uzadıya âhiret açlıklarının önüne geçilecek ve sabredenlere verilen büyük müjdelere erişilecektir.
Hicrî: 25 Şaban 1444 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder