قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلسَّخِيُّ قَرِيبٌ مِنَ اللهِ قَرِيبٌ مِنَ الْجَنَّةِ قَرِيبٌ مِنَ النَّاسِ بَعِيدٌ مِنَ النَّارِ. (ت)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ، " جومرت ( كمسه ) ، اللهه ( و اونون رحمتنه ) ياقندر ، جنته ياقندر ، إنسانلره ياقندر ، جهنمدن اوزاقدر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Cömert (kimse), Allâh’a (ve onun rahmetine) yakındır, cennete yakındır, insanlara yakındır, cehennemden uzaktır.”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 23 Safer 1442 Fazilet Takvim
HAZRET-İ HÜSEYİN’İN CÖMERTLİĞİ
Bir A’râbî, Hazret-i Ali’nin (k.v.) oğlu Hz. Hüseyin’e (r.a.) gelerek bir ihtiyacı olduğunu arz etti: “Ceddin (Muhammed Mustafa’nın s.a.v.) şöyle buyurduğunu işittim: ‘Bir ihtiyacınızı talep edeceğiniz zaman, şu dört kimsenin birinden talep ediniz: Ya soylu bir Arap’tan veya cömert bir efendiden veya Kur’ân-ı Kerîm’i bilip onunla amel edenden veyahut da güzel yüzlü bir kimseden.’
Araplar, sizin ceddinizle şereflendi. Cömertlik sizin âdet ve sîretinizdir. Kur’ân-ı Kerîm sizin evinizde nâzil oldu. Güzel yüzlü kimseye gelince, ben yine ceddinizin (s.a.v.): ‘Bana bakmayı, beni görmeyi istediğiniz zaman (torunlarım) Hasan ve Hüseyin’e bakınız.” buyurduklarını işittim.”
Hüseyin (r.a.), “İhtiyacın nedir?” diye sual etti. A’râbî de ihtiyacını söyledi. Bunun üzerine Hazret-i Hüseyin (r.a.):
“Babam Ali’nin (r.a.) ‘Her insanın kıymeti, yaptığı iyilikle anlaşılır’ dediğini işittim. Ceddimin de (s.a.v.): ‘İyilik ve ihsan, kişinin marifeti miktarınca yapılır’ buyurduğunu işittim. Şu hâlde, sana üç mesele soracağım. Eğer birisine güzel cevap verirsen yanımda olan şeyin üçte birini sana vereceğim. Eğer ikisine güzel cevap verirsen üçte ikisini, üçüne de güzel cevap verirsen hepsini sana vereceğim.” buyurdu. Bu hâdiseden önce Hazret-i Hüseyin’e Irak’tan, ağzı kapalı bir altın kesesi gelmişti.
A’râbî: “Sorunuz! Allâhü Teâlâ’nın yardımıyla inşallah bilirim.” dedi. Hz. Hüseyin: “Hangi amel daha fazîletlidir?” diye sordu. A’râbî: “Allâhü Teâlâ’ya îman etmek.” dedi. Hz. Hüseyin: “Kulu helak olmaktan kurtaran şey nedir?” A’râbî: “(Her hususta) Allâhü Teâlâ’ya itimâd etmektir.” Hz. Hüseyin: “Kulu süsleyen şey nedir?” A’râbî: “İlimle beraber hilimdir (yumuşak huyluluk ve tahammüllü olmaktır).” Hz. Hüseyin: “Eğer bu ikisini elde edemezse?” A’râbî: “O zaman mal ile beraber cömertliktir.” Hz. Hüseyin “Eğer bunları da elde edemezse?” A’râbî: “Sabırla beraber fakirliktir.” Hz. Hüseyin “Eğer bu ikisini de elde edemezse?” A’râbî: “İşte o zaman gökten bir yıldırımın inip o adamı yakması daha hayırlıdır.” dedi. Bu cevaplar üzerine Hazret-i Hüseyin (r.a.) güldü ve elindeki para kesesini A’râbî’ye verdi.
Hicrî: 23 Safer 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder