16 Ekim 2020 Cuma

YÛSUF ALEYHİSSELÂM

 


 

قَالَ اللهُ تَعَالَى :  رَبِّ قَدْ اٰتَيْتَنيِ مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنيِ مِنْ تَأْوِيلِ الْاَحَادِيثِ فَاطِرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ اَنْتَ وَلِيّ فِى الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِ تَوَفَّنِى مُسْلِمًا وَاَلْحِقْنِى بِالصَّالِحِينَ. (سورة يوسف ، ١٠١)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا )  :    "  ( يوسف عليه السلام شويله ده دى :) يا ربى ! محقق كه ، سن بانه ملكدن وردين و حادثه لرين بر قسم تأويلنى بانه أؤكرتدين . أى كوكلريك و يريك خالقى ! بنم دنياده ده آخرتده ده ولي نعمتم سنسيك . بنى مسلمان اولرق أؤلدر و بنى صالحلره قاوشدر  . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “(Yûsuf Aleyhisselâm şöyle dedi:) Yâ Rabbi! Muhakkak ki, sen bana mülkten verdin ve hâdiselerin bir kısım te’vilini bana öğrettin. Ey göklerin ve yerin Hâlikı! Benim dünyada da ahirette de velîy-yi ni’metim sensin. Beni Müslüman olarak öldür ve beni sâlihlere kavuştur.

(Yûsuf Sûresi, âyet 101)

Hicrî:   29    Safer     1442    Fazilet Takvim       

 

 

YÛSUF ALEYHİSSELÂM

 

Hz. Yûsuf, Yakûb Aleyhisselâm’ın on iki oğlundan biridir.

Yakûb Aleyhisselâm, oğulları arasında en çok Hz. Yûsuf’u severdi. Kardeşleri, babalarının Yûsuf’a olan sevgisini kıskanıyorlardı. Bir gün kardeşleri, beraber gezip oynamak bahanesi ile onu kıra götürüp bir kuyuya attılar. Babalarına da “Yûsuf’u kurt yedi” diye yalan söylediler. Sonra kuyunun olduğu yerden geçen bir kâfilede bulunanlar onu çıkardı. Kâfiledekiler, henüz on yedi yaşında bulunan Hz. Yûsuf’u alıp Mısır’a götürdüler ve Mısır’ın azîzine (maliye nâzırına) köle olarak sattılar.

Yûsuf (a.s.), pek güzel idi, yüzünden gözünden nurlar akardı. Kendisine evvelâ ilim ve hikmet, sonra da peygamberlik verilmiştir.

Hz. Yûsuf, maliye nâzırının zevcesi Zeliha’nın (Züleyha) iftirasına uğrayarak yedi sene zindanda kaldı.

Nihayet Mısır hükümdarı bir rüya gördü, bunu kimse tabir edemedi. Hz. Yûsuf’a mürâcaat edildi. Bu rüyaya nazaran Mısır’da yedi sene bolluk, arkasından yedi sene de kıtlık olacak, sonra bir sene de halk, pek çok varlık görecekti. Hz. Yûsuf’u zindandan çıkardılar, ölen maliye nâzırının yerine tayin ettiler. Zeliha’yı da Hz. Yûsuf’a nikâhladılar.

Yûsuf Aleyhisselâm’ın emriyle bolluk senelerindeki fazla ekinler, başaklarıyla beraber ambarlarda biriktirildi. Sonra kıtlık seneleri başladı. Artık halk bu ambarlara koşuyordu. Hz. Yûsuf, bu esnada birkaç gün aç kalırdı.

“Elinin altında bu kadar hazineler bulunduğu halde neden aç kalıyorsun?” diyenlere:

“Aç kalanların hâllerini anlamak için.” buyururlardı.

Hz. Yûsuf’un kardeşleri de zahîre almak için bir iki defa Kenan ilinden Mısır’a çıkıp geldiler. Nihayet Yûsuf Aleyhisselâm kendisini kardeşlerine tanıttı, haklarında pek büyüklük gösterdi ve muhterem babası Yakûb Aleyhisselâm ile vâlidesini ve bütün kardeşlerini Mısır’a davet etti.

Yakûb Aleyhisselâm’ın artık sevgili Yûsuf’una kavuşacağı zaman gelmişti. Hanımı ve oğullarıyla beraber Mısır’ı teşrif ettiler. Hz. Yûsuf’un sarayında hepsi birden secde-i şükrana

Hicrî:   29    Safer     1442    Fazilet Takvim

 

 

    SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder