22 Ekim 2020 Perşembe

RESÛLULLÂH’IN TEBÛK SEFERİ’NDE BİR HUTBELERİ

 


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  خَيْرُ النَّاسِ رَجُلٌ مُمْسِكٌ بِعِنَانِ فَرَسِهِ إِذَا سَمِعَ هَيْعَةً طَارَ إلَيْهَا. (نصب الراية)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  إنسانلريك أك خيرلسى ( الله يولنده جهاد إيجن ) آطنيك يولارنى طوطان كمسه دركى ، ( جهاده جاغران ) بر سَسْ دويديغى زمان او طرافه اوجارجاسينه كيدر  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “İnsanların en hayırlısı (Allah yolunda cihad için) atının yularını tutan kimsedir ki, (cihâda çağıran) bir ses duyduğu zaman o tarafa uçarcasına gider.”

(Zeylaî, Nasbu’r-Râye)

Hicrî:   05    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

RESÛLULLÂH’IN TEBÛK SEFERİ’NDE BİR HUTBELERİ

 

Hicret-i Nebeviyye’nin dokuzuncu senesi, Bizans ordusunun Müslümanlar üzerine geleceği haberi alınmış, bunun üzerine Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Müslümanları seferberliğe dâvet etmişti. Allah ve Resûlü’nü canlarından ve mallarından çok seven Sahâbe-i Kirâm, ellerinde neyi varsa, getirip, ordunun hazırlanması için gayret etmişlerdi.

Hazret-i Ali (k.v.)’nin oğlu Hazret-i Hasan (r.a.) anlatıyor: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Tebük Gazvesi günü minbere çıktı, Allâhü Teâlâ’ya hamd ve senâ ettikten sonra şöyle buyurdular:

“Ey insanlar! Ben size Allâh’ın emrettiklerinden başkasını emretmiyor, Allâh’ın sizi sakındırdığı hususlardan başkasından sakındırmıyorum. O halde rızık ararken güzelini arayınız. Ebu’l-Kâsım (Muhammed Mustafa)’nın nefsi kudretinde olan Allâh’a yemin ederim ki sizden herhangi birinizi rızkı, ecelinin onu aradığı gibi arar durur. Eğer rızkınızı bulmakta çok güçlük çekiyorsanız, onu Allâh’a itâat ederek arayınız.”

 

İÇKİNİN FENALIĞI -1

Müskirât (sarhoş edici şeyler), aklı giderir, şeref ve haysiyeti ayaklar altında bırakır; dînî ve insanî vazîfelerin, vaktinde ve layıkıyla yapılmasına mâni olur. Böyle pek feci âkıbetlere sebebiyet verecek şeyleri âdet edinenler, kendilerini lanete hedef kılmış, ilâhî rahmetten mahrumiyete sevk etmiş olurlar. Bu hakîkat, vaktiyle Mûsâ Aleyhisselâm’a verilen Tevrat’ta ve Îsâ Aleyhisselâm’a verilen İncil’de beyan olunduğu gibi bilâhare bizim Peygamberimize (s.a.v.) nâzil olan Kur’ân-ı Kerîm’de de beyan buyurulmuştur.

Peygamberimiz (s.a.v.): “Şarap içen şahıs, Tevrat’ta da, İncil’de de, Kur’ân-ı Mübîn’de de melundur.” buyurmuşlardır. Binâenaleyh böyle alışkanlıklara bir an evvel nihâyet verip tevbe ve istiğfar etmekten başka çare yoktur.

Hicrî:   05    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

 

                SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder