قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَا إِيمَانَ لِمَنْ لَا أَمَانَةَ لَهُ وَلَا دِينَ لِمَنْ لَا عَهْدَ لَهُ. (حم)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ، " أمانته رعايت أتمينيك ( كامل ) إيمانى يوقتور . عهدينه وفا كوسترمينيك ده ( كامل ) دينى يوقتور . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Emânete riâyet etmeyenin (kâmil) îmânı yoktur. Ahdine vefâ göstermeyenin de (kâmil) dîni yoktur.”
(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Hicrî: 20 Safer 1442 Fazilet Takvim
KÖTÜ VASIFLARDAN: VEFÂSIZLIK
İsrâ Sûresi’nin 34. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurulmuştur -meâlen-:
“…Ahdi (verilen sözü) de yerine getirin, çünkü herkes verdiği ahidden (kıyamet günü) muhakkak mesuldür.” Yani, ey Müslümanlar, ahde vefâ ediniz! Gerek Cenâb-ı Hakk’ın emir ve nehiylerini tutacağınıza dair verdiğiniz söze, gerek insanlar arasında yapılan muâmeleler, mukâveleler husûsunda verdiğiniz sözlere riâyette kusur etmeyiniz. Şüphe yok ki, ahidden dolayı mesûliyet vardır. O ahdin sahibi ondan mesul olacak; verdiği sözü yerine getirmesi kendisinden talep olunacaktır.
Vefâsızlık: Bir kimse ile anlaşma yapıldıktan sonra, o ahdi yerine getirmemeye denir. Allâhü Teâlâ, Mâide Sûresi’nin 1. âyet-i kerîmesinde (meâlen): “Ey iman edenler! Akitlerinizi (anlaşmalarınızı) yerine getiriniz.” buyuruyor.
Süleyman bin Âmir’den (rah.) rivâyet olunmuştur ki: Hazret-i Muâviye (r.a.) ile Rumlar arasında anlaşma yapılmıştı. Hazret-i Muâviye (r.a.), antlaşmaya rağmen Rum topraklarına baskın kasdıyla hareket ettiğinde, Amr bin Abese (r. anh), Hazret-i Muâviye’ye dedi ki:
“Bir gün Peygamber Efendimizin (s.a.v.) mübarek lisanlarından şöyle duydum: ‘Bir kimsenin bir kavim ile aralarında sözleşme bağı varsa, bu sözleşmenin müddeti sona ermedikçe, bu bağı çözmek için teşebbüse kalkışmasın veya antlaşmanın bozulduğunu önce o kavme haber versin ki, her iki taraf da ahdin bozulduğunu bilmekte müsâvî olsunlar, vefâsızlık olmasın.’ buyurdular.”
Amr bin Abese’nin (r.a.) bu hatırlatması üzerine Hazret-i Muâviye (r.a.) bu teşebbüsünden vazgeçti.
Âlimler dediler ki: “Her düşkünün bir destekleyicisi vardır; ancak vefâsızlığı alışkanlık hâline getiren düşküne, kimse el uzatmaz.”
Hicrî: 20 Safer 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder