28 Ekim 2020 Çarşamba

VELÂDET (MEVLİD) KANDİLİ

 


 

قَالَ اللهُ تَعَالَى :  ٰ لَقَدْ جَۤاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزِيزٌ، عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُفٌ رَحِيمٌ. (سورة التوبة،  ١۲۸)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا )  :    "  شانم حقى إيجن سزه كندينزدن ، غايت عزتلى بر رسول كلديكى ، ظورلانمانز اونه آغير كلير . أؤستونوزه حرص ايله تيترر . مؤمنلره رؤف ( بك شفقتلى ) دير ، رحيم ( فطرتان بك زياده مرحمتلى ) در  . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Şânım hakkı için size kendinizden, gâyet izzetli bir resûl geldi ki, zorlanmanız ona ağır gelir. Üstünüze hırs ile titrer. Mü’minlere raûf (pek şefkatli)dir, rahîm (fıtraten pek ziyâde merhâmetli)dir.

(Tevbe Sûresi, âyet 128)

Hicrî:   11    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

VELÂDET (MEVLİD) KANDİLİ

 

Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (sallallâhü aleyhi ve sellem) Rebîulevvel ayının 12’nci gecesinde Pazartesi günü kâinâtı teşrîf etmişlerdir. Bu îtibarla bu ayın 12’nci gecesi, hicrî senenin ilk kandilidir.

Bu ay içerisinde mümkün olduğu kadar salât ve selâm getirmeli; Salât-ı Nâriye, Salât-ı Münciye ve Salât-ı Fethiye okumaya çalışmalıdır. Bu gecenin mânevî zenginliğinden istifâde etmek için bir tesbih namazı kılmalı, bir de Hatm-i Enbiyâ yapmalıdır. Tesbih namazına şu şekilde niyet edilir:

“Yâ Rabbi, niyet eyledim rızâ-yı şerîfin için tesbih namazına. Yâ Rabbi, bu gece teşrîfleriyle âlemleri nûra gark ettiğin Habîb’in, başımızın tâcı Resûl-i Zîşân Efendimizin hürmetine ve bu gecedeki esrârın hürmetine ben âciz kulunu da afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle.” Allâhü Ekber, diyerek namaza başlanır. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)

 

MEVLİD-İ ŞERÎF’TEN

 

Bu gelen, ilm-i ledün sultânıdır,

Bu gelen, tevhîd ü irfân kânıdır.

Bu gelen aşkına devreyler felek,

Yüzüne müştâkdır ins ü melek.

Bu gice ol gicedir kim ol Şerîf,

Nûr ile âlemleri eyler latîf.

Bu gice dünyâyı ol cennet kılur,

Bu gice eşyâya Hakk rahmet kılur.

Bu gice ferhân olur erbâb-ı dil,

Bu geceye cân virür ashâb-ı dil.

Rahmeten li’l-âlemîndir Mustafâ,

Hem şefîu’l-müznibîndir Mustafâ.

(İlahi ve Kasîdelerle Mevlid-i Şerîf, Fazilet Neşriyat)

Hicrî:   11    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

 

    SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

27 Ekim 2020 Salı

MEVCÛDÂTIN EN ÜSTÜNÜ -2


 

 

عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ رَضِىَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: ... كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى للهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا يَضْحَكُ إِلَّا تَبَسُّمًا... (ك)

جابر بن سموره دن ( رَضِىَ اللهُ عَنْهُ ) شويله روايت اولندى ، او ده دكى  ، : "  رسول الله أفنديمز    آنجق تبسم ايله كولردى  . "

Câbir bin Semure’den (r.a.) şöyle rivayet olundu, o dedi ki: “...Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem ancak tebessüm ile gülerdi...”

(Hâkim, el-Müstedrek)

Hicrî:   10    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

MEVCÛDÂTIN EN ÜSTÜNÜ -2

 

Âlim bir zât demiştir ki: Peygamberlerden dördüne henüz çocukluk hâllerinde iken dört büyük nimet ihsân olunmuştur:

Yûsuf Aleyhisselâm’a kuyuda iken vahiy;

Yahyâ Aleyhisselâm’a daha çok küçük yaşta hikmet,

Îsâ Aleyhisselâm’a beşikte konuşmak;

Süleyman Aleyhisselâm’a da hakîkatleri idrâk nimeti ihsan olunmuştur.

Resûlullah Efendimize (s.a.v.) ise bunlardan daha üstünü, daha mükerrem ve büyük olanı ikrâm olunmuştur ki, Allâhü Teâlâ, ona daha doğar doğmaz secde etmeyi ve Allâh’ın resûlü olduğuna şehâdet getirmeyi ihsan etmiştir.

Malumdur ki, Müslümanlar arasında söylenen her sözde ihtilaf olması mümkündür, ancak ‘Lâ ilâhe illallâh Muhammedün Resûlullah’ sözünde ihtilaf olması mümkün değildir. O sözü hiç kimse söylemese de onun manası kat’îdir.

Yine o, sadrı yarılıp kalbine nur doldurulmakla, son peygamber olmakla, doğumu esnâsında meleklerin ve hûrilerin kendisine hizmet etmesiyle, daha doğmadan henüz âlem-i ervâhta nübüvvet verilmekle ikrâm olunmuştur. Fazîlet ve üstünlük olarak bunlar ona yeter.

O hâlde ümmeti olarak bütün müminlerin onun şerîatine tazîm ve hürmete, sünnetlerini ihyâya salevât ve duâlarla ona yakınlaşmaya, bu sebeple de Cenâb-ı Hakk’ın indinde derecelere nâil olmaya gayret etmeleri lazımdır.

İmâm Suyûtî Hazretleri de der ki: “Ümmeti olarak Resûlullah Efendimizin (s.a.v) doğumuna açıkça şükretmek bizim üzerimize elbette lâzımdır.”

(Tefsîr-i Rûhu’l-Beyan)

Hicrî:   10    Rebiulevvel     1442    Fazilet Takvim

 

 

                SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"