قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَعْطُوا الْمَسَاجِدَ حَقَّهَا
قِيلَ وَمَا حَقُّهَا قَالَ رَكْعَتَانِ قَبْلَ أَنْ تَجْلِسَ. (ش)
رسول
الله أفندمز ( ﷺ ) :" مسجدلره حقنى ورينز بيوردولر ، " اونلريك حقى نه در ؟ " دنلدى ، اوطورمادان
أؤنجه إيكى ركعت ( تحيت المسجد قلمق ) در. " بيوردولر .
Resûlullah Efendimiz
sallallâhü aleyhi ve sellem: “Mescitlere hakkını veriniz.” buyurdular. “Onların
hakkı nedir?” denildi. “Oturmadan önce iki rekât (tahiyyetü’l-mescid namazı
kılmak)tır.” buyurdular.
(Musannef-i İbn-i Ebî Şeybe)
Hicrî: 16 Zilkade 1441 Fazilet
Takvimi
TAHIYYETÜ’L-MESCİD
Müslüman bir kimsenin, bir mescid-i şerîfe sadece ziyaret veya ilimden bir mesele öğrenmek yahut öğretmek gibi bir maksat ile girdiğinde, orada iki rekât nâfile namaz kılması sünnettir. Buna ‘Tahıyyetü’l-Mescid’ denir.
Tahıyyetü’l-Mescid demek, ‘mescidin Rabbine tahıyye’ demektir ki tahıyye ‘tazîm’ manasına gelir. Tazîm ise mekâna değil, mekânın sahibi olan Allâhü Teâlâ’yadır. Zîrâ Tahıyyetü’l-Mescid’de maksat, Allâhü Teâlâ’ya yakınlaşmaktır.
Ebû Katâde’den (radıyallâhü anh) rivâyet olunan bir hadîs-i şerîfte, Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Mescidlere haklarını veriniz.” buyurmuşlardır. “Hakları nedir?” diye sorulunca: “Oturmadan evvel iki rekât namaz (kılmaktır).” cevabını vermişlerdir.
Tahıyyetü’l-Mescid, mescide veya camiye girilince, oturmadan evvel kılınır. Zîrâ hadîs-i şerîfte: “Sizden biriniz mescide girdiği vakit, iki rekât namaz kılmadıkça oturmasın.” buyurulmuştur. Oturmuş olmakla da o namaz geçmiş olmaz. Fakat oturmadan önce kılınması efdaldir.
Bir kimse, bir günde aynı camiye veya mescide birkaç defa girse, bir defa Tahıyyetü’l-Mescid kılması kifâyet eder. İsterse ilk girdiğinde, isterse son girdiğinde kılar.
Bir mescide veya camiye girip, herhangi bir namazı kılmakla ya da farzı edâ etmekle veya imâma uymakla da Tahıyyetü’l-Mescid yerine getirilmiş olur. Bunun gibi, bir kimse camiye girdikten sonra Tahıyyetü’l-Mescid’e niyet etmeden iki rekât namaz kılsa, bununla da Tahıyyetü’l-Mescid yerine getirilmiş olur.
Camiye yahut mescide girip de ilimden bir mesele öğrenmek gibi bir meşguliyetinden veya vaktin kerâhetinden dolayı Tahıyyetü’l-Mescid’i kılamayacak olan kimsenin, “Sübhânellâhi ve’l-hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber” demesi müstehab görülmüştür. Tahıyyetü’l-Mescid, Cuma günü hatip hutbedeyken kılınmaz.
Tahıyyetü’l-Mescid demek, ‘mescidin Rabbine tahıyye’ demektir ki tahıyye ‘tazîm’ manasına gelir. Tazîm ise mekâna değil, mekânın sahibi olan Allâhü Teâlâ’yadır. Zîrâ Tahıyyetü’l-Mescid’de maksat, Allâhü Teâlâ’ya yakınlaşmaktır.
Ebû Katâde’den (radıyallâhü anh) rivâyet olunan bir hadîs-i şerîfte, Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem): “Mescidlere haklarını veriniz.” buyurmuşlardır. “Hakları nedir?” diye sorulunca: “Oturmadan evvel iki rekât namaz (kılmaktır).” cevabını vermişlerdir.
Tahıyyetü’l-Mescid, mescide veya camiye girilince, oturmadan evvel kılınır. Zîrâ hadîs-i şerîfte: “Sizden biriniz mescide girdiği vakit, iki rekât namaz kılmadıkça oturmasın.” buyurulmuştur. Oturmuş olmakla da o namaz geçmiş olmaz. Fakat oturmadan önce kılınması efdaldir.
Bir kimse, bir günde aynı camiye veya mescide birkaç defa girse, bir defa Tahıyyetü’l-Mescid kılması kifâyet eder. İsterse ilk girdiğinde, isterse son girdiğinde kılar.
Bir mescide veya camiye girip, herhangi bir namazı kılmakla ya da farzı edâ etmekle veya imâma uymakla da Tahıyyetü’l-Mescid yerine getirilmiş olur. Bunun gibi, bir kimse camiye girdikten sonra Tahıyyetü’l-Mescid’e niyet etmeden iki rekât namaz kılsa, bununla da Tahıyyetü’l-Mescid yerine getirilmiş olur.
Camiye yahut mescide girip de ilimden bir mesele öğrenmek gibi bir meşguliyetinden veya vaktin kerâhetinden dolayı Tahıyyetü’l-Mescid’i kılamayacak olan kimsenin, “Sübhânellâhi ve’l-hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber” demesi müstehab görülmüştür. Tahıyyetü’l-Mescid, Cuma günü hatip hutbedeyken kılınmaz.
Hicrî: 16 Zilkade 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder