قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ...فَعَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الْمَهْدِيِّينَ الرَّاشِدِينَ تَمَسَّكُوا بِهَا وَعَضُّوا عَلَيْهَا بِالنَّوَاجِذِ. (د)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ( أهل بدعتيك جوغالديغى زمانده ) ... سز هبينز ، بنم سنتمى و هدايته أرديرلمش اولان راشد خاليفه لرينيك يولونى تاكيب أدينز ، اونه صمصقى صارلنز ، آظى دشلرينزله ( يعنى بتون كوجونوزله ) اونه طوطونونز . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: (Ehl-i bidatin çoğaldığı zamanda) …siz hepiniz, benim sünnetimi ve hidâyete erdirilmiş olan râşid halifelerimin yolunu takip ediniz, ona sımsıkı sarılınız, azı dişlerinizle (yani bütün gücünüzle) ona tutununuz.”
(Sünen-i Ebû Dâvud)
Hicrî: 19 Zilkâde 1444 Fazilet Takvim
ALLÂHÜ TEÂLÂ’YI SEVEN, RESÛLÜ’NE TÂBİ OLUR
Allâhü Teâlâ Hazretleri, Resûlullâh (s.a.v.) Efendimize uymamızı, onun izinden gitmemizi emredip bidatlerden; Habîbi’nin sünnetine uymayan her şeyden sakındırarak -meâlen-: “(Habîbim Ahmed) de ki: Eğer siz, Allâh’ı seviyorsanız, hemen bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.” (Âl-i İmrân Sûresi, âyet 31) buyurmuştur. Allâhü Teâlâ’yı sevmek ve rızasına kavuşmak ancak Resûlullah Efendimize tâbi olup emirlerine itaat etmekle, sünnet-i seniyyesine sarılmakla olur.
Allâhü Teâlâ, Nûr Sûresi’nin 63. âyet-i kerîmesinde ise -meâlen-: “…Artık onun (Resûlullâh’ın) emrine muhâlefet edenler, kendilerine bir fitne ermesinden veya kendilerine elîm bir azâbın çarpmasından sakınsınlar.” buyurmaktadır. Bu âyet-i kerîme, Peygamber Efendimize (s.a.v.) yapılan muhâlefetin pek büyük bir günah olduğuna delâlet eder. Allah ve Resûlü bir meselede hüküm verdiği zaman müminler için tercih hakkı yoktur. Çünkü Hazret-i Allâh’ın emir buyurduğuna tâbi olmak lâzım geldiği gibi, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) istediği şeylere de tâbi olmalıdır. Zira her kim, Allâh’a ve Resûlü’ne herhangi bir şeyde muhâlefet ederse apaçık bir sapıklığa düşmüş ve hak yoldan çıkmış olur. Kişi, bu husûsta itikâd ve amele dair bilgileri Ehl-i Sünnet âlimlerinin yazdığı kitaplardan, ilmihâllerden öğrenmeli, bunda kusur etmemelidir.
Nisâ Sûresi’nin 115. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Her kim de kendisine, doğru yol belli olduktan sonra Peygambere muhalefette bulunur ve müminlerin yolunun gayrısına giderse biz, onu gittiğine bırakırız ve kendisine Cehennem’i boylatırız ki o, ne fena gidiştir.” buyurulmuştur.
Nisâ Sûresi’nin 69. âyet-i celîlesinde ise -meâlen-: “Ve her kim, Allâhü Teâlâ’ya ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allâhü Teâlâ’nın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîklar, şehitler ve sâlih zâtlar ile beraberdirler. Onlar ise ne güzel arkadaşlardır.” buyurulmuştur.
Hicrî: 19 Zilkâde 1444 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder