2 Haziran 2023 Cuma

İMÂM-I RABBÂNÎ HAZRETLERİNİN SÜNNETE BAĞLILIĞI


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : …فَمَنِ اقْتَدَى بِي فَهُوَ مِنِّي وَمَنْ رَغِبَ عَنْ سُنَّتِي فَلَيْسَ مِنِّي. (حم)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  هر كيم بانه تابى اولورسه ( اويارسه ) او بندندر . هر كيم ده بنم سنتمدن يوز جويريرسه بندن دكيلدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  …Her kim bana tâbi olursa (uyarsa) o bendendir. Her kim de benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.”

(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)

Hicrî:  13  Zilkâde    1444  Fazilet Takvim

 

İMÂM-I RABBÂNÎ HAZRETLERİNİN SÜNNETE BAĞLILIĞI

 

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri, sünnet-i seniyyeye ziyadesiyle bağlıydılar. Bu husûs ile alâkalı buyurmuşlardır ki: “Sâlih amellerden bize ne nasip olduysa, hepsini sırf (Allâhü Teâlâ’nın verdiği) husûsî ihsan ve ikramından bilirim. Ama bir şey sebep kılınacaksa bu, Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’e tâbi olmak, uymaktır. Muvaffakiyyetimin esasını bunda bilirim. Bana verilenlerin hepsi, az olsun çok olsun, bu bağlılık sebebiyle verildi.”

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri, her meseleye anında cevap verebilecek derecede fıkıh ve usûl-i fıkıh ilimlerine vâkıftı. Talebelerine de fıkıh kitaplarını mütâlaa etmelerini ve sünnet-i seniyyeye bağlı olmalarını tavsiye ederek şöyle buyururlardı: “Âlimlerin kitaplarından, şerîatin sahih hükümlerini araştırınız; hangileri câizdir, hangileri sünnettir, hangileri ile amel edilmiştir ve hangileri bidattir, öğreniniz. Çünkü Peygamber Efendimizin (s.a.v.) hâl-i hayattaki zamanlarından çok uzak kaldık. Çok şeyler bozuldu, bidat ve günahların zulmeti her tarafı kapladı. Bu zulmetten kurtuluş için sünnet-i seniyye nurundan başka çare yoktur.”

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretlerinin huzurunda bulunmuş bir zât anlatıyor: “Onların huzuru ile şereflendikten sonra, bir gün Burhanpûr şehrinde bulunan, Şeyh Muhammed bin Fazlullâh’ın (k.s.) huzuruna geldim. Şeyh, bana, İmâm-ı Rabbânî Hazretlerini sordu ve ‘Serhend’de, o mübarek zâtın huzurunda bulunmuşsun, hadi gördüklerini anlat da dinleyelim.’ dedi. Ben cevabımda, ‘Bu fakirin, o zâtın kalp hâllerinden ne haberi olur? Ama sünnet-i seniyyeye ve onun inceliklerine riâyet ve dikkat etmeleri husûsunda şöyle söyleyebilirim ki; bu zamanın bütün velileri toplansa, İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretlerinin yaptıklarının yüzde birini yapamazlar.’ dedim. Şeyh çok sevindi ve ‘Madem ki böyledir, bunun gibi bir zât, esrâr ve hakikatlerden ne söylerse, ne yazarsa, hepsi sahîh ve doğrudur. Sözlerinin doğru ve hâllerinin tamamen sünnet-i seniyyeye uygun olması, bu beyanlarının sıhhatine açık bir delildir.” dedi. Kaddesellâhü esrârahüm.

Hicrî:   13 Zilkâde   1444  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder