قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَعْظَمُ الْأَيَّامِ عِنْدَ اللهِ يَوْمُ النَّحْرِ ثُمَّ يَوْمُ الْقَرِّ. (ك)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : الله تعالى قطنده كونلريك أك بيوكى قربان بايرامنينك برنجى كونى ، صكره ده إيكنجى كونودر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: Allâhü Teâlâ katında günlerin en büyüğü, kurban bayramının birinci günü, sonra da ikinci günüdür.”
(Hâkim, el-Müstedrek)
Hicrî: 11 Zilhicce 1444 Fazilet Takvim
BİR ÎSÂR NUMUNESİ
Îsâr, bir kimsenin din kardeşinin dünya işlerindeki arzularını, kendi arzu ve isteklerine tercih etmesidir. Siyer âlimlerinin büyüklerinden İmâm Vâkıdî (rah.) şöyle anlattı:
“Benim, birisi Hâşimî (Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sülalesinden) olan iki arkadaşım vardı. Dostluğumuz çok kuvvetliydi. Bir Ramazân-ı şerîf ayında ailem ile şiddetli bir darlıkta kaldık. Hiç paramız kalmamıştı. Bayram da yaklaşıyordu. Bir gün hanımım dayanamayıp, “Şu yavrucaklarımızın hâli için çok müteessir oluyorum. Bayramda yine eski elbiselerini giyecekler ve komşuların çocuklarını yeni elbiseleriyle görerek üzülecekler. Hiç olmazsa çocuklara elbise için para bulsan olmaz mı?” dedi.
Bu sözlerin de verdiği keder ile Hâşimî olan arkadaşıma bir mektup gönderip mümkünse bir miktar para göndermesini ricâ ettim. Kısa bir müddet sonra üzeri mühürlenmiş ve içerisinde bin dirhem olduğu yazılı bir kese getirildi. Keseyi aldım, fakat az sonra diğer arkadaşımdan da bana bir yazı geldi. O da sıkıntıda olduklarını ve mümkünse bir miktar para göndermemi istemişti. Kardeşlik ve dostluk gayreti ile keseyi açmadan o arkadaşıma gönderdim. Sonra mescide gittim. Hanımıma karşı utancımdan o geceyi orada geçirdim. Fakat ertesi gün eve gidip olanları anlattığımda, kardeşliğe yakışanı yapmış olduğumu söyleyip beni tebrik etti.
Ben sevinç içinde dışarı çıktığımda Hâşimî arkadaşımla karşılaştım. Elinde, bana gönderdiği kese, olduğu gibi duruyordu. “Bana doğruyu söyle, sana gönderdiğim kese nasıl oldu da bana geri döndü?” diye sordu. Ben olanları anlattım. Bunun üzerine, “Sen, bana haber gönderdiğinde, sahip olduğum paranın tamamını sana gönderdim. Fakat bu defa ben darlığa düştüğüm için diğer arkadaşımızdan yardım istedim. O da bu keseyi mühürlü olarak bana geri göndermiş.” dedi. Sonra kesenin içindeki paranın yüz dirhemini, hanımımın söylediği ihtiyaç için ayırıp kalanını üçer yüz dirhem olarak aramızda paylaştık.
Aramızda geçen bu hâdise, Halîfe’ye ulaşınca beni huzuruna çağırtmış. Vardığımda her birimize ikişer bin dinar, zevcem için de bin dinar ihsan etti. Bu şekilde, darlıktan tamamen kurtulduk.
Hicrî: 11 Zilhicce 1444 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder