قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ لِكُلِّ أُمَّةٍ فِتْنَةً
وَفِتْنَةُ أُمَّتِي الْمَالُ. (ت)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " محقق
هر أمتيك بر فتنه سى ( إمتحانى ) واردر . بنم أمتميك فتنه سى ده مال ( سوكسى ) در ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Muhakkak her ümmetin bir fitnesi (imtihânı) vardır. Benim ümmetimin fitnesi de
mal (sevgisi)dir.”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 14 Cemâziyelâhır 1441 Fazilet
Takvimi
DÜNYA MALI İBÂDET İÇİNDİR
Tâbiînden Mesrûk (radıyallâhü anh) anlatıyor: Bir gün Hazret-i Âişe’ye (radıyallâhü anhâ) “Ey Annemiz! Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin, eve girince en çok söylediği şey ne idi?” diye sordum. “Eve girince ondan en çok işittiğim şu idi” dedi:
“Âdemoğlunun iki vâdi dolusu altını olsa, muhakkak üçüncü vâdiyi de isterdi. Âdemoğlunun karnını ancak toprak doldurur. (Bununla beraber) Allâhü Teâlâ, tevbe edenin tevbesini kabûl eder. Allâhü Teâlâ bu malı ancak kendisi ile namaz ikâme edilsin ve onunla zekât verilsin diye ihsân etmiştir.”
“Âdemoğlunun iki vâdi dolusu altını olsa, muhakkak üçüncü vâdiyi de isterdi. Âdemoğlunun karnını ancak toprak doldurur. (Bununla beraber) Allâhü Teâlâ, tevbe edenin tevbesini kabûl eder. Allâhü Teâlâ bu malı ancak kendisi ile namaz ikâme edilsin ve onunla zekât verilsin diye ihsân etmiştir.”
(Tenbîhu’l-Gâfilîn)
SULTAN DÖRDÜNCÜ MURAD HAN’IN EHL-İ SÜNNETİ MÜDÂFAASI
Sultan Dördüncü Murad Han’ı, saltanatı boyunca en çok İranlılarla yapılan savaşlar meşgul etmişti. Onun bu husustaki hassâsiyetinin sebebi, bizzat yazdığı hatt-ı hümâyûnlarda görülmektedir. İran tarafına sevk ettiği orduya yazdığı bir hatt-ı hümâyûnunda şu ifâdeler vardır:
“Her birinize Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını ve Peygamberimiz Muhammed Mustafâ’nın (sallallâhü aleyhi ve sellem) hoşnutluğunu kazandıracak hatırımdaki bazı hususları bildirmek isterim: Cenâb-ı Hak Hazretleri, kereminin kemâlinden bu en zayıf kulunu yeryüzüne halîfe kıldı. Mezhebimi de İmam Ebû Hanîfe’nin (rah.) mezhebi kıldı. Hepimizin İslâm’ı onun ictihâdı ile muhkem ve Ehl-i Sünnet yolumuz o müctehidler sultanının sevk ve delâleti ile diğer yollardan mukaddem (önde) ve eslemdir (daha doğrudur). Bu sebeple o sultana hürmetsizlik eden, husûsiyle de çehâryâr-ı güzîne (Hazret-i Ebûbekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali rıdvânullâhi aleyhim ecmaîne) -hâşâ- lanet etmek ve fena sözler söylemekte olan dinsiz ve mezhepsizlerin haklarından gelmek bütün Ehl-i Sünnet ve Cemâat’e farzdır.”
Nitekim padişah İran üzerine bizzat iki defa sefer düzenlemiş, ilkinde Revan’ı (1635), ikinci seferinde ise Bağdat’ı (1638) fethetmiştir.
“Her birinize Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını ve Peygamberimiz Muhammed Mustafâ’nın (sallallâhü aleyhi ve sellem) hoşnutluğunu kazandıracak hatırımdaki bazı hususları bildirmek isterim: Cenâb-ı Hak Hazretleri, kereminin kemâlinden bu en zayıf kulunu yeryüzüne halîfe kıldı. Mezhebimi de İmam Ebû Hanîfe’nin (rah.) mezhebi kıldı. Hepimizin İslâm’ı onun ictihâdı ile muhkem ve Ehl-i Sünnet yolumuz o müctehidler sultanının sevk ve delâleti ile diğer yollardan mukaddem (önde) ve eslemdir (daha doğrudur). Bu sebeple o sultana hürmetsizlik eden, husûsiyle de çehâryâr-ı güzîne (Hazret-i Ebûbekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali rıdvânullâhi aleyhim ecmaîne) -hâşâ- lanet etmek ve fena sözler söylemekte olan dinsiz ve mezhepsizlerin haklarından gelmek bütün Ehl-i Sünnet ve Cemâat’e farzdır.”
Nitekim padişah İran üzerine bizzat iki defa sefer düzenlemiş, ilkinde Revan’ı (1635), ikinci seferinde ise Bağdat’ı (1638) fethetmiştir.
(Dördüncü Murâd’ın Hatt-ı Hümâyûnları, Çamlıca Basım Yayın)
Hicrî: 14 Cemâziyelâhır 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder