قَالَ اللهُ
تَعَالَى: اَلَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلٰى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ
فِى خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ. (سورة آل عمران، ۱۹۱)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا
) :
" اونلر ( او سالم عقل
صاحبلرى أؤيله إنسانلر دركى ) آياقته إيكن ، اوطوروركن ، يانلرى أؤستونده ( ياتار
) إيكن ( هب ) الله تعالى يى ذكر أدرلر و كوكلريك ، يرين يارادلشى حقنده إنجه دن
إنجيه دوشونورلر . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Onlar (o sâlim akıl
sâhipleri öyle insanlardır ki) ayakta iken, otururken, yanları üstünde (yatar)
iken (hep) Allâhü Teâlâ’yı zikrederler ve göklerin, yerin yaradılışı hakkında
inceden inceye düşünürler... ”
(Âl-i İmrân Sûresi, âyet 191)
Hicrî: 24 Cemâziyelâhır 1441 Fazilet
Takvimi
ALLÂHÜ TEÂLÂ’YI ZİKRETMEK
Fakîh Ebulleys Semerkandî (rahmetullâhi aleyh) şöyle buyurdu:
Allâhü Teâlâ’yı zikir, en fazîletli ibâdetlerdendir. Çünkü Allâhü Teâlâ diğer ibâdetler için bir miktar ve vakit tayin etmiş fakat zikir için bir miktar ve vakit tayin etmemiştir. Allâhü Teâlâ (meâlen): “Ey îman edenler, Allâh’ı çokça zikrediniz.” (Ahzab Sûresi, âyet 41) buyurarak belli bir miktar olmaksızın zikrin çok yapılmasını emretmiştir. Yani, bütün hâllerde Allâh’ı zikretmelidir.
Kul, muhakkak şu dört hâlden biri üzeredir: İtâat, masiyet, nimet, şiddet ve sıkıntı.
Şayet itâat hâlinde ise bu ibâdete muvaffak kıldığı için Allâhü Teâlâ’yı zikretmeli ve ondan ibâdetinin kabûlünü istemelidir.
Eğer masiyet hâlinde ise, bundan kurtarması için Allâhü Teâlâ’yı zikretmeli, ona duâ ve tevbe etmelidir.
Eğer nimet hâlinde ise şükrederek Allâhü Teâlâ’yı zikretmelidir.
Şiddet ve sıkıntı hâlinde ise sabır ile zikretmelidir.
Allâhü Teâlâ’yı zikretmekte beş güzel haslet vardır:
1- Rızâ-i ilâhîyi celbeder.
2- İbâdet ve itâat etme şevkini ziyâdeleştirir.
3- Şeytandan korunmaya vesîle olur.
4- Kalbin yumuşamasına ve merhametli olmaya vesîle olur.
5- Günah ve isyandan men eder.
Allâhü Teâlâ’yı zikir, en fazîletli ibâdetlerdendir. Çünkü Allâhü Teâlâ diğer ibâdetler için bir miktar ve vakit tayin etmiş fakat zikir için bir miktar ve vakit tayin etmemiştir. Allâhü Teâlâ (meâlen): “Ey îman edenler, Allâh’ı çokça zikrediniz.” (Ahzab Sûresi, âyet 41) buyurarak belli bir miktar olmaksızın zikrin çok yapılmasını emretmiştir. Yani, bütün hâllerde Allâh’ı zikretmelidir.
Kul, muhakkak şu dört hâlden biri üzeredir: İtâat, masiyet, nimet, şiddet ve sıkıntı.
Şayet itâat hâlinde ise bu ibâdete muvaffak kıldığı için Allâhü Teâlâ’yı zikretmeli ve ondan ibâdetinin kabûlünü istemelidir.
Eğer masiyet hâlinde ise, bundan kurtarması için Allâhü Teâlâ’yı zikretmeli, ona duâ ve tevbe etmelidir.
Eğer nimet hâlinde ise şükrederek Allâhü Teâlâ’yı zikretmelidir.
Şiddet ve sıkıntı hâlinde ise sabır ile zikretmelidir.
Allâhü Teâlâ’yı zikretmekte beş güzel haslet vardır:
1- Rızâ-i ilâhîyi celbeder.
2- İbâdet ve itâat etme şevkini ziyâdeleştirir.
3- Şeytandan korunmaya vesîle olur.
4- Kalbin yumuşamasına ve merhametli olmaya vesîle olur.
5- Günah ve isyandan men eder.
(Tenbîhü’l-Gâfilîn)
ATALAR SÖZÜ:
• Altının kıymeti azlığındandır.
• Bir âlimin bilmediğini bir ârif bilir.
• Dünyada dost gibi aziz, ihsan gibi tatlı şey yoktur.
• Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.
• Bir âlimin bilmediğini bir ârif bilir.
• Dünyada dost gibi aziz, ihsan gibi tatlı şey yoktur.
• Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz.
Hicrî: 24 Cemâziyelâhır 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder