قال
الله تعالى: ..اَلْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ
نِعْمَتِى وَرَضِيْتُ لَكُمُ الْإِسْلَامَ دِينًا. (سورة المائدة، 3)
الله
تعالى شويله بويوردى ( مئآلا )
." إشته بوكون سزين دينيزى
كماله أردردم ، اؤزرينزده كى نعمتمى تاماملادم و سزين إيجن دين اولرق إسلامه راضى
اولدم ..."
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “…İşte bugün sizin dîninizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki ni’metimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’a râzı oldum...”
(Mâide Sûresi, âyet 3)
Hicrî: 24 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
RESÛLULLAH EFENDİMİZİN İRTİHÂLİ
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), hicretin onuncu senesinde vedâ haccından sonra Medîne-i Münevvere’ye dönmüştü. Hep hamd ile tesbih ediyordu. Bu arada “Öyle bir günden sakının ki (hepiniz) o gün Allâh’a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı tamamıyla ödenecek ve onlara haksızlık edilmeyecektir.” meâlindeki Bakara sûresinin 281. âyeti nâzil olmuştu. Derken hicretin on birinci yılı Safer ayının sonlarında bir baş ağrısından rahatsızlandı. Rebîulevvel ayının on ikinci gününe kadar devam eden bu rahatsızlığı esnâsında dahi son üç günün dışında mescid-i saâdete çıkıp namazı kıldırmaktan geri kalmamıştı. Bir gün minbere çıkıp hamd ve senâ ettikten sonra, “Ben kimin sırtına bir değnek vurdumsa işte sırtım, benden kısas etsin. Ve eğer ben bir kimsenin şerefini incitmiş isem işte şerefim; hakkını alsın, kısas etsin. Ben bir kimsenin malını almışsam işte malım; ondan alsın ve benim tarafımdan husûmet olur diye korkmasın. O benim şânımdan değildir.” buyurup indi.
Öğle namazını kıldıktan sonra yine minbere döndü, evvelki sözünü tekrar etti. Bunun üzerine üç dirhem alacağı olduğunu iddiâ eden bir kişiye derhal bedelini verdi, sonra şöyle buyurdu: “Haberiniz olsun, dünyâ mahcubluğu âhiret mahcubluğundan daha hafiftir.” Sonra Uhud şehitlerine duâ etti ve onlar için istiğfâr eyledi. “Allah bir kulu dünyâ ile kendine kavuşması arasında serbest bıraktı da o Allâh’a kavuşmayı tercih etti.” buyurunca Hz. Ebûbekir (radıyallâhü anh) ağladı ve ‘Canlarımız, mallarımız, babalarımız ve çocuklarımız sana fedâ olsun!’ dedi. Sonra üç gün mescide çıkamamıştı. Ezân okununca “Ebûbekir’e emredin, namazı kıldırsın.” buyurdular.
Rebîulevvel’in on ikinci Pazartesi günü önündeki bardağa mübarek elini batırıp su ile yüzünü meshetti. “Allâhümme eınnî alâ sekerâti’l-mevti (Allâh’ım, bana ölüm sıkıntılarına karşı yardım et.) diyerek duâ etti. Kuşluk vaktinde vaziyeti ağırlaştı. Hz. Âişe (radıyallâhü anhâ) Resûlullâh’ın mübârek başını kucağına almıştı, “Allâhümme’r-refîka’l-a’lâ” diyerek gözünü yumdu, Rabb’ine kavuştu. Sallallâhü aleyhi ve sellem.
Öğle namazını kıldıktan sonra yine minbere döndü, evvelki sözünü tekrar etti. Bunun üzerine üç dirhem alacağı olduğunu iddiâ eden bir kişiye derhal bedelini verdi, sonra şöyle buyurdu: “Haberiniz olsun, dünyâ mahcubluğu âhiret mahcubluğundan daha hafiftir.” Sonra Uhud şehitlerine duâ etti ve onlar için istiğfâr eyledi. “Allah bir kulu dünyâ ile kendine kavuşması arasında serbest bıraktı da o Allâh’a kavuşmayı tercih etti.” buyurunca Hz. Ebûbekir (radıyallâhü anh) ağladı ve ‘Canlarımız, mallarımız, babalarımız ve çocuklarımız sana fedâ olsun!’ dedi. Sonra üç gün mescide çıkamamıştı. Ezân okununca “Ebûbekir’e emredin, namazı kıldırsın.” buyurdular.
Rebîulevvel’in on ikinci Pazartesi günü önündeki bardağa mübarek elini batırıp su ile yüzünü meshetti. “Allâhümme eınnî alâ sekerâti’l-mevti (Allâh’ım, bana ölüm sıkıntılarına karşı yardım et.) diyerek duâ etti. Kuşluk vaktinde vaziyeti ağırlaştı. Hz. Âişe (radıyallâhü anhâ) Resûlullâh’ın mübârek başını kucağına almıştı, “Allâhümme’r-refîka’l-a’lâ” diyerek gözünü yumdu, Rabb’ine kavuştu. Sallallâhü aleyhi ve sellem.
(Elmalılı, Hak Dîni Kur’ân Dili Tefsiri, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 24 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder