لَ
النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلنَّاسُ سَوَاءٌ كَأَسْنَانِ
الْمُشْطِ وَإِنَّمَا يَتَفَاضَلُونَ بِالْعِبَادَةِ وَلَا تَصْحَبَنَّ أَحَدًا
لَا يَرَى لَكَ مِنَ الْفَضْلِ مِثْلَ مَا تَرَى لَهُ. (كنز)
بيغمبر أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر
."بتون
إنسانلر طراق دشلرى كبى مساوى درلر . بربرلرينه قارشى آنجق عبادت إيله فضيلتلى
اولورلر . كندسى حقنده سنيك موافق كورديكون بر نعمت و مزيتى ، سنيك حقنده موافق
كورمين كمسه إيله آرقاداش اولما ."
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Bütün insanlar tarak dişleri gibi müsâvîdirler. Birbirlerine karşı ancak ibâdet ile fazîletli olurlar. Kendisi hakkında senin muvâfık gördüğün bir nîmet ve meziyeti, senin hakkında muvâfık görmeyen kimse ile arkadaş olma.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 19 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
EN HAYIRLILAR ÎMAN EDİP SÂLİH AMEL İŞLEYENLERDİR
Kur’ân-ı Kerîm’de Beyyine sûresinin 7. âyetinde (meâlen): “Muhakkak ki (Allâhü Teâlâ’ya ve Resûlüne) îman edip sâlih amel işleyenler, bütün mahlûkâtın hayırlısı onlardır.” buyurulmaktadır.
“Sâlih ameller” sadece namaz ve zekât gibi dînin asıl rükünlerinden olan amellere mahsus değildir. Gerek usulden (akâidden), gerek füru’dan (amellerden), gerek farzlardan, gerek nâfilelerden, gerek ibâdetlerden, gerek muâmelelerden Allâh’ın rızâsına muvâfık olacak hayra yarar bütün iyi ve fâideli amelleri işlemek ve yasaklardan sakınmak da sâlih amele dâhildir.
Bakara Sûresi’nin “Allah, kimseyi gücünün üstünde bir şey ile mükellef tutmaz...” meâlindeki 286. âyet-i kerîmesi muktezâsınca herkesin işlemesi lâzım gelen sâlih amel, ehliyyet ve gücüne göredir. Onun için bir kişinin bütün sâlih amelleri yapmakla mükellef olması lâzım gelmez. Belki her mükellefin bir salâhiyeti vardır. Zenginin payına düşen zekât ve sadaka vermek, fakirin payı da almaktır. Elverir ki herkes kendi hâlince sâlih amellere çalışsın. İşte onlar bütün halkın en hayırlısıdır. Amelce de hayırlısı, Allah indinde makamca da hayırlısıdır. Demek ki îman edip de sâlih amele çalışmayanlar halkın en şerlileri olmasalar bile en hayırlısı da değillerdir. Bütün insanların hayırlısı hem îman edip hem sâlih amel işleyenlerdir.
Beyyine Sûresi’nin 8. âyet-i kerîmesinde de şöyle buyurulmuştur:
Rableri indinde onların mükâfâtı (yani o îmân ve amellerine karşılık ecir ve mükâfat) altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Onlar, içinde ebediyyen muhalled olacaklardır... (Orada cismânî ve rûhânî türlü nîmetlerle ebediyyen nîmetleneceklerdir.)
“Sâlih ameller” sadece namaz ve zekât gibi dînin asıl rükünlerinden olan amellere mahsus değildir. Gerek usulden (akâidden), gerek füru’dan (amellerden), gerek farzlardan, gerek nâfilelerden, gerek ibâdetlerden, gerek muâmelelerden Allâh’ın rızâsına muvâfık olacak hayra yarar bütün iyi ve fâideli amelleri işlemek ve yasaklardan sakınmak da sâlih amele dâhildir.
Bakara Sûresi’nin “Allah, kimseyi gücünün üstünde bir şey ile mükellef tutmaz...” meâlindeki 286. âyet-i kerîmesi muktezâsınca herkesin işlemesi lâzım gelen sâlih amel, ehliyyet ve gücüne göredir. Onun için bir kişinin bütün sâlih amelleri yapmakla mükellef olması lâzım gelmez. Belki her mükellefin bir salâhiyeti vardır. Zenginin payına düşen zekât ve sadaka vermek, fakirin payı da almaktır. Elverir ki herkes kendi hâlince sâlih amellere çalışsın. İşte onlar bütün halkın en hayırlısıdır. Amelce de hayırlısı, Allah indinde makamca da hayırlısıdır. Demek ki îman edip de sâlih amele çalışmayanlar halkın en şerlileri olmasalar bile en hayırlısı da değillerdir. Bütün insanların hayırlısı hem îman edip hem sâlih amel işleyenlerdir.
Beyyine Sûresi’nin 8. âyet-i kerîmesinde de şöyle buyurulmuştur:
Rableri indinde onların mükâfâtı (yani o îmân ve amellerine karşılık ecir ve mükâfat) altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Onlar, içinde ebediyyen muhalled olacaklardır... (Orada cismânî ve rûhânî türlü nîmetlerle ebediyyen nîmetleneceklerdir.)
(Elmalılı, Hak Dîni Kur’an Dili Tefsiri, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 19 Ramazan 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder