29 Haziran 2018 Cuma

GÜNEY AFRİKA MÜSLÜMANLARI



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: كُلُّ مَيِّتٍ يُخْتَمُ عَلَى عَمَلِهِ إِلَّا المُرَابِطَ فِي سَبِيلِ اللهِ ، فَإِنَّهُ يُنْمَى لَهُ عَمَلُهُ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ ، وَيُؤَمَّنُ فِتْنَةَ الْقَبْرِ. (ت)
رسول الله  أفندمز ( صلى الله عليه وسلم  )  بويوردولر   :"   هر اؤلن إنسانين عملى مُهُرلَنِرْ ، قاباطلر . آنجق الله يولنده نوبت طوتانلر مستثنى . محقق اونون إيجن عملى ( نين ثواب ) قيامت كونونه قدار آرطريلرق دوام أتديريلر و قبر فتنه سندن ده أمين قلنر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Her ölen insanın ameli mühürlenir, kapatılır. Ancak Allah yolunda nöbet tutanlar müstesna. Muhakkak onun için ameli(nin sevabı) kıyâmet gününe kadar artırılarak devam ettirilir ve kabir fitnesinden de emîn kılınır.” 
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   15 Şevval  1439  Fazilet Takvimi 

GÜNEY AFRİKA MÜSLÜMANLARI

Güney Afrikalı Müslümanlar, 1862’de İstanbul’dan dînî kitaplar istediler. Bu talep kendilerine ulaşınca Osmanlı Hükümeti, sultanın emri ile toplandı. Kitaplarla birlikte “Dînî hüküm ve akîdeleri Ümit Burnu Müslümanlarına öğretecek, aralarında olan görüş ayrılığı ve tartışmaları giderecek muktedir âlimlerden bir zatın münâsip miktar harcırahla Güney Afrika’ya gönderilmesi” kararlaştırıldı. Bir başka ifade ile oraya canlı kitap da gönderilecekti. Bu canlı kitabı bulma işi kendisine verilen Ahmed Cevdet Paşa, o yıllarda Erzurum’da müderris olan, Şehrizor Eyâleti ulemâsından Ebûbekir Efendi’yi vazifelendirdi. 13 Ocak 1863’te, yeğeni ile birlikte Cape Town’a varan Ebûbekir Efendi’yi Ümit Burnu
Müslümanları büyük bir merâsim ile karşıladılar.
Ebûbekir Efendi ve yeğeni burada toplanan 300 talebeye, Elif-Bâ, Kur’ân-ı Kerîm, akâid ve fıkıh dersleri okutuyorlardı. Ayrıca 5-6 kişilik bir de hâfız grubu vardı. Cape Town’da mevcut câmiler, gruplar arasında paylaşıldığı için Ebûbekir Efendi, mektebin ardından ikinci iş olarak yeni bir câmi yaptırmış ve bütün grupları halîfe adına oraya dâvet ederek birliği sağlamaya çalışmıştı. Böylece o, halkı aldatan ve Müslümanları yirmi fırkaya ayıran sahte şeyh ve âlimlerle, fakir halkı kendileri için bir “kavurma ambarı” olarak gören sözde imam ve müezzinlerle çok ciddi bir mücâdeleye girişmiş oluyordu. İstanbul’da neşrolunan Vakit gazetesine abone olan Ebûbekir Efendi, Osmanlı Devleti ve halkı hakkındaki haberlerden Cape Town Müslümanlarını da haberdar ediyordu. Ümit Burnu Müslümanları; Ebûbekir Efendi’nin şehirlerine gönderilmesinden çok memnun kalmışlar ve bu memnûniyetlerini, Sultan Abdülaziz’e teşekkür mektubu taşıyan üç kişilik bir heyeti 1863 yılı sonlarında İstanbul’a göndererek göstermişlerdi.
29 Haziran 1880’de 57 yaşında Cape Town’da vefat eden Ebûbekir Efendi, bugün Cape Town’da Tana Baru’da medfundur. Ebûbekir Efendi’nin çocukları ve talebelerinin yaktığı ışık 150 yıldır Güney Afrika’yı aydınlatmaktadır.
Evlerinde hâlâ Türk bayrağı asılı, gönülleri hâlâ Türkiye sevgisi ile dolu, çocuklarını Türkiye’de okutabilmek ve bizim kültürümüzle yetiştirebilmek için çırpınan Müslümanlar mevcuttur. 
(Yedikıta Dergisi, Ekim 2015)
Hicrî:   15 Şevval  1439  Fazilet Takvimi 


28 Haziran 2018 Perşembe

KAYBOLURSA ÎMÂN DA HAYÂ KAYBOLUR



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْحَيَاءُ مِنَ الْاِيمَانِ وَأَحْيَى أُمَّتِي عُثْمَانُ. (كنز)
رسول الله  أفندمز ( صلى الله عليه وسلم  )  بويوردولر   :"   حياء إيمان دان در . اؤمتمن أك جوق حياء صاحب اولانى عُثْمان در ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Hayâ, îmândandır. Ümmetimin en çok hayâ sâhibi olanı Osman’dır.” 
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî:   14 Şevval  1439  Fazilet Takvimi 

KAYBOLURSA ÎMÂN DA HAYÂ KAYBOLUR

Hazret-i Âdem Aleyhisselâm’ın zamân-ı şeriflerinden bu zamana gelinceye kadar hayâ ve güzel ahlâk her devirde bulunmuştur. Hiçbir haslet güzel ahlâktan daha azîz, daha şerefli değildir. Hayırdan ve şerden, Allâhü Teâlâ
Hazretlerinin yarattığı her ne varsa çift olarak yaratılmıştır. Bu, “Her şeyden çift çift yarattık, inceden inceye düşünesiniz diye.” meâlindeki Zâriyat Sûresi’nin 49. âyet-i kerîmesi ile sabittir. Meselâ:
Açlık ile sağlığı;
Tokluk ile hastalığı;
Fakirlik ile yükü hafif olmayı;
Zenginlik ile yükü ağır olmayı;
Kalb ile rûhu;
Nefs ile renci, yani sıkıntıyı;
Dîn ile kemâli;
Dünya ile zevâli;
Toprak ile sükûnu;
Ateş ile hareketi;
Yer altı ile darlığı ve karanlığı;
Yer ile genişliği;
Gök ile yüksekliği;
Cennet ile sıkıntıları çift eyledi.
Nitekim Resûlüllah (sallallâhü aleyhi ve sellem) Hazretleri: “Cennet istenmeyen, sıkıntı veren şeyler ile örtülüdür. Cehennem de şehvetler, arzulanan şeyler ile örtülüdür.” buyurdu.
Îmânı yarattı ve hayâyı onun çifti eyledi. Nitekim Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) Hazretleri: “Hayâ ve îmân bir batındadır, ikizdir.” buyurmuşlardır.
Yâni hayâ ve îmânı bir birinin çifti eyledi. Lâkin hayâ gözde, îmân gönüldedir. Eğer Allah korusun hayâ gözden kaybolursa îmân dahi gönülden kaybolur. Bunda şek ve şüphe yoktur. 
(Menâkıb-ı Çehâr-Yâr-ı Güzîn)
Hicrî:   14 Şevval  1439  Fazilet Takvimi 


27 Haziran 2018 Çarşamba

MÜRÜVVET, ŞECÂAT VE KEREM



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَا أَيُّهَا النَّاسُ ، تُوبُوا إِِلَى اللهِ واسْتَغْفِرُوهُ، فَإِنِّي أَتُوبُ فِي الْيَوْمِ مِائَةَ مَرَّةٍ. (رياض)
رسول الله  أفندمز ( صلى الله عليه وسلم  )  بويوردولر   :"   أى إنسانلر ، الله تعالى يه توبه و إستغفار أدين . محقق بن كون ده يوز دفعه توبه أديورم ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Ey insanlar, Allâhü Teâlâ’ya tevbe ve istiğfâr edin. Muhakkak ben günde yüz defa tevbe ediyorum.” 
(İmam Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn)
Hicrî:   13 Şevval  1439  Fazilet Takvimi 

MÜRÜVVET, ŞECÂAT VE KEREM

Hazret-i Muâviye (r.a.), Hazret-i Hasan bin Ali’ye (r. anhümâ): Mürüvvet, Şecâat, Kerem nedir? diye sordu. Hz. Hasan şöyle cevap verdi:
Mürüvvet yani insâniyet: Dâimâ dînin emirlerine riâyet etmek, nefsinin şerrinden sakınmak, müsâfire ikrâm etmektir.
Şecâat: Komşunun başına gelen sıkıntıları gidermek, zorlu yerlerde sabredebilmektir.
Kerem ise: İstenmeden ve karşılık beklemeden insanlara iyilik etmek, yemek yedirmek, bir şey isteyene sadece mal ile değil güzel sözler ile de ikram etmektir. (ed-Dürrü’l-Mensûr)
TIBB-I NEBEVÎ’DEN: SU İÇMEK
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Dünya ve âhirette içilecek şeylerin en azîzi sudur.”
Suyun insana ve bütün canlılara olan faydası sayılamayacak kadar çoktur. Su, vücudu temizler. İnsanı besler, yemeği insanın içine sindirir. İnsan çok günler aç durabilirse de susuzluğa dayanamaz ve susuz yaşayamaz.
Suyu her defasında nefes alarak yudum yudum, üç defada içmelidir. Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) su içerken nefes almak için su kabını dudaklarından ayırır ve sonra yine içmeye başlarlardı. Suyu bu şekilde üç defada içerlerdi ve “Sizden biriniz su içtiğinde, su kabına soluk alıp vermesin.” buyurmuşlardır.
Suyu yudum yudum içmenin iki türlü faydası vardır:
Soğuk olan suyun soğukluğu azalır.
Susuzluk kolaylık ile gider.
Birdenbire, suyu tek yudumla içmekle -Allah esirgesin- karaciğer hastalığı yüz gösterebilir. Bunun için Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem):
“Sizden biriniz su içerken süze süze içsin ve ağız dolusu birden içmesin. Çünkü karaciğer hastalığı suyu birdenbire içmekten ileri gelir.” buyurmuştur.
Hicrî:   13 Şevval  1439  Fazilet Takvimi