11 Kasım 2024 Pazartesi

NASİHAT EDENİN SAHİP OLMASI GEREKEN VASIFLAR


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ أَشَدَّ النَّاسِ عَذَابًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَالِمٌ لَمْ يَنْفَعْهُ عِلْمُهُ. (هب)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : شبهسز قيامت كونونده إنسانلريك أك شتدتلى عذابه اوغراياجق اولانى ، ( عمل أتمديكى إيجن ) علمى كندسنه فايده ورمين عالمدر . ’’

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  “Şüphesiz kıyamet gününde insanların en şiddetli azâba uğrayacak olanı, (amel etmediği için) ilmi kendisine fayda vermeyen âlimdir.”

 (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hicrî:    09  Cemâziyelevvel  1446  Fazilet Takvim

 

NASİHAT EDENİN SAHİP OLMASI GEREKEN VASIFLAR

 

Müslümanlar, din kardeşleri ve bütün insanlık hakkında hayır ister, iyilik ile emir ve tavsiyede bulunmayı, kötülükten menetmeyi dînî bir vazife bilir. Müslümanlar, bu vazifeyi lâyıkıyla îfâ etmek suretiyle diğer ümmetlerden ayrılmış, Kur’ân-ı Kerîm’de metholunmuşlardır.

Bir Müslüman; nasihat ettiği kişilerin kendisine zarar vermeyeceğini ve yapacağı nasihatini kabul edeceklerini düşünürse onlara nasihatte bulunması kendisine bir vecibe olur. Bunu terk edemez. Fakat bu yüzden zararlı bir hâdise ortaya çıkacağını; mesela, kendisinin darp edileceği veya kendisine kötü ve ağır sözler söyleneceği yönünde zannı galip ise bunu terk etmesi daha iyidir. Kabul edilmemekle beraber böyle bir mahzur ortaya çıkmayacağını bildiği takdirde de muhayyerdir; dilerse bu vazifeyi yapar, dilerse yapmaz. Şu kadar var ki, yapması efdaldir. Bu uğurda bazı sıkıntılara katlanmak ise bir mücâhededir.

Verilen nasihatin ruhlara tesir edebilmesi için bu vazifeyi îfâya çalışan zât, şu beş vasfa sahip olmalıdır:

  1. Sahih ilim sahibi olmalıdır. Çünkü cahil kimse, bu irşâd vazifesini güzelce yapamaz.
  2. Söylediği şey ile kendisi de amel etmelidir. Aksi takdirde Cenâb-ı Hakk’ın, “Niçin yapmayacağınız şeyi söylersiniz!” (Saff Sûresi, âyet 2) ikazına maruz kalır.
  3. Bütün sözleriyle Allâhü Teâlâ’nın rızasını, Müslümanların hidayet ve ıslahını gözetmelidir. Bunu gaye bilmelidir.
  4. Muhatapları hakkında şefkat göstermeli, irşâd vazifesini nezâketle yapmalıdır.
  5. Sabırlı ve yumuşak huylu olmalı; hiddetten, şiddetten kaçınmalıdır.

Şunu da ilave edelim ki: Avâmdan olan kimselerin, ilim ve irfanıyla meşhur zâtlara emir ve nehiyde bulunmaları uygun değildir. Böyle bir hareket, sû-i edep sayılır; bu, kendi haklarında zarara sebep olabilir.

Hicrî:      09 Cemâziyelevvel  1446  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder