12 Ağustos 2021 Perşembe

MAHSULLERİN HAKKINI DA VERİN

 


قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْغِنٰى فِي الْقَلْبِ وَالْفَقْرُ فِي الْقَلْبِ مَنْ كَانَ الْغِنٰى فِي قَلْبِهِ لَا يَضُرُّهُ مَا لَقِيَ مِنَ الدُّنْيَا وَمَنْ كَانَ الْفَقْرُ فِي قَلْبِهِ فَلَا يُغْنِيهِ مَا أَكْثَرَ لَهُ فِي الدُّنْيَا وَإِنَّمَا يَضُرُّ نَفْسَهُ شُحُّهَا. (طب)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  زنكنلك قلبده در ، فقيرلكده قلبده در . كمين زنكنليكى قلبنده اولورسه دنيادان قارشلاشديغى شيلر اونه ضرار ورمز . كمنده فقرلكى قلبنده اولورسه ، دنياده صاحب اولديغى جوق شى اونى زنكين قلماز . واونون آشرى جمرلكى آنجق كندسنه ضرار ورير . "

Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdular: Zenginlik kalptedir, fakirlik de kalptedir. Kimin zenginliği kalbinde olursa dünyadan karşılaştığı şeyler ona zarar vermez. Kimin de fakirliği kalbinde olursa, dünyada sahip olduğu çok şey onu zengin kılmaz. Ve onun aşırı cimriliği ancak kendisine zarar verir.”

(Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr)

Hicrî:   04   Muharrem    1443    Fazilet Takvim

 

MAHSULLERİN HAKKINI DA VERİN

 

Allâhü Teâlâ, En’âm Sûresi’nin 141. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurmaktadır (meâlen):

O çardaklı ve çardaksız (köşklü-köşksüz) bağları, o meyveleri ve tatları muhtelif hurmaları, ekinleri, zeytinleri, narları -birbirine benzer, benzemez bir hâlde- yaratıp yetiştiren O’dur (Allah’tır). Her biri mahsul verdiği zaman mahsulünden yiyin. Hasat günü (toplandığı gün) de hakkını verin ve israf etmeyin. Çünkü O (Allah), israf edenleri sevmez.”

Görülüyor ki bu âyet-i kerîmede, mahsûlâtın hasadı günü, yani kesilip toplandıkları vakit, verilmesi vacip olan sabit bir hakkı bulunduğu işaret edilmekte ve bunun verilmesi emrolunmaktadır. Yine Zâriyât Sûresi’ndeki “Ve (o müttakilerin) mallarında, isteyen ve (iffetinden isteyemeyip sadakadan) mahrum olan için bir hak vardı” meâlindeki 19. âyet-i kerîmesi bunun daha umûmî sûrette bir beyanı demektir ki Müslüman kimse, o hakkı seve seve iyi bir niyetle vermelidir.

Maamafih bu âyetteki emrin öşre dahi şamil bulunduğu açıktır.

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem “Kim öşrü men eder; vermezse, Allahü Teâlâ da ondan, tarlasının bereketini men eder; kaldırır.” buyurmuşlardır.

 

AZ DA OLSA SADAKA VERMELİ

 

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Bir dirhem yüz bin dirhemi geçti.” buyurdular.

Yâ Resûlallah, bir dirhem yüz bin dirhemi nasıl geçer?” denildi.

Buyurdular ki:

Bir adamın çok malı vardı. Malının az bir kısmı olan yüz bin dirhemi çıkarıp onu sadaka olarak verdi.

Diğer bir adamın ise sadece iki dirhemi vardı. Birini alıp sadaka olarak verdi. (İşte bu adam, malının yarısını sadaka olarak vermiş oldu.)”

Hicrî:   04  Muharrem    1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder