6 Mayıs 2020 Çarşamba

İMÂM-I ÂZAM’IN (R.A.) YÜKSEK ZEKÂSI



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : بَرِيءٌ مِنَ الشُّحِّ مَنْ أَدَّى الزَّكَاةَ وَقَرَى الضَّيْفَ وَأَعْطَى فِي النَّائِبَةِ. (طب)
رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر   ،:  "  زكاتنى ورن ، مسافرنى آغرلايان و مصيبت زماننده ( مالندان ) ورن كمسه ، جمرلكدن اوزاقدر  ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Zekâtını veren, müsafirini ağırlayan ve musîbet zamanında (malından) veren kimse, cimrilikten uzaktır.”
(Taberânî, el-Muʻcemu’l- Kebîr)
Hicrî:   13  Ramazan  1441  Fazilet Takvimi


İMÂM-I ÂZAM’IN (R.A.) YÜKSEK ZEKÂSI

 
Bir gün, birinin evine hırsızlar girer ve bütün kıymetli eşyalarını alırlar. Ev sahibine de kendilerini kimseye söylememesi için ağır bir yemin ettirirler. Adam, ertesi gün hırsızların, eşyalarını pazarda sattığını görür. Lâkin yemîni sebebiyle kimseye bir şey söyleyemez. Bunun üzerine istişâre etmek için İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe (rah.) Hazretlerine gelir. Meseleyi anlatır.
İmâm-ı Âzam (rah.) ona: “Mahallenizin imâmını ve diğer mahalle halkını bir evde topla. Sonra onları birer birer kapıdan çıkar. Eğer çıkardığın kişi mallarını alan hırsızlardan değil ise ‘hayır’ de. Eğer hırsız ise sükût et, bir şey söyleme.” der.
Adam da söylediği gibi mahalle sâkinlerini bir evde toplayıp tek tek onları dışarıya çıkarır. Hırsızlardan biri çıkarken sükût eder ve bu sâyede hırsızlar yakalanır. Çaldıkları ne varsa adama iâde ettirilir.
 
ZEKÂTA DÂİR MESELELER
 
Bir kimsenin, sâhip olduğu hâlde kendilerinden faydalanması mümkün olmayan, diğer bir tabirle elinden çıkıp bir daha eline geçmesi umulmayan mallarından zekât lâzım gelmez. Meselâ: İsbâtı mümkün olmayıp inkâr edilen alacak paralar, gasb ve müsâdere edilip geri alınması umulmayan mallar gibi.
Haram mal için zekât verilmez. Böyle haram bir mal, sâhibi mevcut ise ona iâde edilir. Değilse fakirlere tasadduk edilmesi lazım gelir. Fakat haram bir mal, helâl bir mala karışmış olup aralarını ayırmak mümkün olmazsa hepsinin zekâtını vermek îcâb eder.
Ticâret için değil, yalnız kira bedellerini almak üzere elde bulunan hânelerden, dükkânlardan vesâir akarlardan, âletlerden, makine ile nakil vâsıtalarından zekât lâzım gelmez. Bunların kiralarından toplanan paralar, nisab miktârı olup üzerlerinden tam bir sene geçtiği zaman veya zekâtı verilecek diğer para veya mallara ilâve edildiği zaman zekâta tâbi olurlar.
Borç verilmiş paralar ile ticâret mallarının bedelleri olan alacaklar, borçlular tarafından ikrar edilmekte olunca, tahsîl edildiklerinde geçmiş senelere âit zekâtları da verilmek lâzım gelir.
Bir kimse, birisindeki alacağını elindeki bir malının zekâtına mahsûb olmak üzere bir fakirin gidip almasına müsaade etse fakirin parayı alması ile o zekât ödenmiş olur. 
(B. İslâm İlmihâli)
Hicrî:   13  Ramazan  1441  Fazilet Takvimi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder