قَالَ اللهُ
تَعَالَى: إِنْ يَنْصُرْكُمُ اللهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ
فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ وَعَلَى اللهِ فَلْيَتَوَكَّلِ
الْمُؤْمِنُونَ. (سورة آل عمران, ١٦٠ )
الله تعالى بويوردى
( مئآلا ) :" أكر الله تعالى سزه ياردم أدرسه آرتق سزه غالب
اولاجق كمسه يوقدر . و أكر سزى هزيمته
اوغراترسه آرتق اوندان صكره سزه ياردم أدجك كمدر ؟ . و مؤمنلر آنجق الله تعالى يه
توكل أتسنلر ."
Allâhü Teâlâ buyurdu (meâlen): “Eğer Allâhü Teâlâ size yardım
ederse artık size galip olacak kimse yoktur. Ve eğer sizi hezimete
uğratırsa artık ondan sonra size yardım edecek kimdir? Ve müminler ancak
Allâhü Teâlâ’ya tevekkül etsinler.”
(Âl-i İmrân sûresi, âyet 160)
Hicrî: 29 Safer 1439 Fazilet
Takvimi
TİRYAKİ HASAN PAŞA VE KANİJE MÜDÂFAASI
Kanije, bugünkü adıyla Nagikanizsa, Macaristan’dadır. Osmanlılar tarafından 1600'de fethedilen kalede fetih timsâli olarak hemen bir câmi inşâ edildi ve Osmanlı âdeti üzere ilk cuma namazı bu câmide kılındı.
Avusturyalılar 1601'de müttefik bir ordu ile gelip Kanije kalesini muhâsara ettiler. Fakat zekâsı ve cesâreti kadar harp sanatında da mâhir olan Tiryaki Hasan Paşa, bütün tedbîrleri almıştı. Kalede mevcut asker ancak dokuz bin kişi kadardı. Düşman askeri ise 70-80 bin civarında idi. Sonradan gelen yardımlarla bu sayı yüz bini bulmuştur.
Kanije müdâfaasının, târihte eşi ve benzeri olmamıştır. Bu müdâfaada Hasan Paşa, ilk günlerde düşman askerine hiç top atmamış ve süvarileri dışarı çıkartmamıştır. Böylece düşman, kalede top ve süvari olduğunu bilememiş ve ordugâhını top menzili içine kurmuştur. İlk hafta kale kapıları dahi kapatılmamış, gâzîler hücumlarla düşmanı epey hırpalamışlardır. Bir taraftan vezîriâzamdan yardım isteyen, fakat onun yardıma gelemeyeceğini öğrenen Hasan Paşa, vezîriâzamın ağzından yazdığı yardım mektuplarını okuyarak askerlerinin mâneviyatlarını kuvvetlendirmiştir. Diğer taraftan, güyâ serdâra gönderiyormuş gibi, aldatıcı haberlerle dolu mektuplar yazdırıp bunların düşman eline geçmesini temin etmiştir. Böylece düşmanlar kale hakkında sıhhatli bir haber alamamışlar, bir de aralarında ihtilaflar çıkmış ve korkuya kapılmışlardır. Düşman eline geçmesi temin edilen üçüncü bir mektup ise, düşmanın muhâsarayı kaldırıp ağırlıklarını bırakarak kaçmasına sebep oldu.
Bu muvaffakiyetinden dolayı Hasan Paşa, Sultan Üçüncü Mehmed Han'ın iltifatına mazhar olmuş, kendisine vezirlik rütbesi verilmiştir. Bütün bu muvaffakiyete şükür için iki rek'at namaz kılıp duâ eden Tiryaki Hasan Paşa:
“Bu zafer sırf Allâhü Teâlâ’nın yardımı ve Resûlullâh’ın (sallallâhü aleyhi ve sellem) mucizesidir” dedi.
Tiryaki Hasan Paşa, bir müddet daha devlet hizmetinde bulunmuş, nihâyet üçüncü defa Budin beylerbeyi tayin edilmiş iken 1611 senesinde Budin'de vefât etmiştir. (Rahmetullâhi aleyh)
Hicrî: 29 Safer 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder