30 Kasım 2017 Perşembe

MUHAKKAK RESÛLULLÂH’TA SİZE PEK GÜZEL BİR ÖRNEK VARDIR.”



كَانَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَرْحَمَ النَّاسِ بِالصِّبْيَانِ وَالْعِيَالِ. (فيض)
بيغمبر أفندمز ( صلى الله عليه وسلم )  جوجقلره و أهل بيتنه ( آئله فرتلرينه ) قرشى إنسانلريك أن مرحمتلسى إيدى ."
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) çocuklara ve ehl-i beytine (âile fertlerine) karşı insanların en merhametlisi idi.” 
(Hadîs-i Şerîf, Buhârî, el-Edebü’l-Müfred)
Hicrî:   12  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 

“...MUHAKKAK RESÛLULLÂH’TA SİZE PEK GÜZEL BİR ÖRNEK VARDIR.”


Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), ahlâkın en güzeline sâhip idi, en güzel amelleri işlerdi. Ümmetinin de onun sünnetine uyarak güzel ahlâk sâhibi olması gerekir.
Cenâb-ı Hak, peygamberlerinden her birini bir vasıf ile medhetmiş ve Peygamberimize -meâlen-: “İşte peygamberler, Allâh'ın hidayetine eriştirdiği kimseler; sen de onların gittiği yoldan yürü...” (En‘âm Sûresi, âyet 90)” diye emretmiştir. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) de ilâhi emre uyarak bütün peygamberlerdeki hayırlı hasletlerin tamamını işlemiş ve böylece ahlâkı en kâmil olmuştur.
Güzel ahlâktan her biri, en mükemmel sûrette peygamberlerden birine mahsûs idi. Meselâ Hazret-i Nûh şükür, Hazret-i İbrahim hilim, Hazret-i Mûsâ ihlâs, Hazret-i İsmâil va'dine sadâkat, Hazret-i Ya'kûb ve Hazret-i Eyyûb sabır, Hazret-i Dâvûd i'tizâr (ve hatâdan derhal dönmek), Hazret-i Süleymân tevâzu, Hazret-i Îsâ zühd sâhibi idi. Ne zaman ki Peygamber Efendimiz bu sıfatlarda onlara tâbi oldu, tamamı onda toplandı.
Sen de ey mü'min, o resûlün (sallallâhü aleyhi ve sellem) ümmetisin, Allah'tan kork ve Resûl'ünden hayâ et, onun sünnetine uy ki azâbdan kurtulup ebedi nimete nâil olasın, kalb-i selim sâhibinin erdiği devlete eresin. (Rûhu'l-Beyan)
İmâm Bûsırî Hazretleri meşhûr Kasîde-i Bürde'sinde diyor ki:
“Fâka'n-nebiyyine fi-halkın ve fi-hulukın * Velem yüdânûhü fi-ilmin velâ-kerami”
(Fahr-i Kâinât Efendimiz yaradılışında huy ve güzel hasletlerinde diğer peygamberlerden üstündür. Onlar Fahr-i Kâinât'ın ilim ve kerem mertebesine yaklaşamadılar.)
“Ve küllühüm min Resûlillâhi mültemisün * Garfen mi-ne'l-bahri ev raşfen mine'd-diyemi”
(O peygamberlerin hepsi Resûlullâh'ın (s.a.v.) irfân denizinden bir avuç su veya kerem yağmurundan bir yudum isterler.)
 (Âbidin Paşa, Kasîde-i Bürde Şerhi)
Hicrî:   12  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 


29 Kasım 2017 Çarşamba

ÂHİRET YOLCUSUNUN AZIĞI



كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا سُرَّ اِسْتَنَارَ وَجْهُهُ كَأَنَّ وَجْهَهُ قِطْعَةُ قَمَرٍ. (ق)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) سونديكى زمان مبارك يوزى ، آى بارجاسى كبى بارلاردى ."

“Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) sevindiği zaman mübarek yüzü, ay parçası gibi parlardı.” 
(Hadîs-i Şerîf, Müttefekun Aleyh; Sahîh-i Buhârî ve Müslim)
Hicrî:   11  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 

ÂHİRET YOLCUSUNUN AZIĞI


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir gün Hazret-i Ebû Zer-ri'l-Gıfârî'ye: “Yâ Ebâ Zer! Yolculuğa çıkmak istediğin zaman azık alırsın değil mi?” buyurdular.
Ebû Zer (r.a.): “Evet alırım, yâ Resûlallah” dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.): “Ya kıyâmet yolunun seferine azık nasıl olur? Ey Ebû Zer! O günde sana menfaat verecek şeyi bildireyim mi?” buyurdu.
Ebû Zer (r.a.): “Anam babam sana fedâ olsun, evet, bildir ya Resûlallah” deyince Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Mahşer gününün sıcağına hazırlık olmak üzere sıcak günlerde oruç tut.
Kabir vahşeti (yalnızlığından kurtulmak) için gecenin karanlığında iki rek’at namaz kıl.
Dünya ve âhiretin büyük musibetlerine karşı haccet ve miskine (hiçbir şeyi bulunmayan fakire) sadaka ver veya hakkı doğrultacak sözü söyle, yahut ağzına gelen kötü sözü söyleme, kendini tut.” (İhyâu Ulûmiddîn)

VELÂDET (MEVLİD) KANDİLİ

Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ'nın (s.a.v.) âlemleri şereflendirdiği akşam Velâdet Kandili'dir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Rebiulevvel ayının 12'nci Pazartesi gecesinde kâinâtı teşrif etmişlerdir. Bu itibârla bu ayın 12'nci gecesi hicri senenin ilk kandilidir.
Bu ay içerisinde mümkün olduğu kadar salât ve selâm getirmeli; Salât-ı Nâriye, Salât-ı Münciye ve Salât-ı Fethiye okumaya çalışmalıdır. Bu gecenin mânevi zenginliğinden istifâde etmek için bir tesbih namazı kılmalı, bir de Hatm-i Enbiyâ yapmalıdır.
Tesbih namazına şu şekilde niyet edilir:
“Yâ Rabbi, niyet eyledim rızâ-yı şerifin için tesbih namazına. Yâ Rabbi, bu gece teşrifleriyle âlemleri nûra gark ettiğin Habib'in, başımızın tâcı Resûl-i Zişân Efendimiz'in hürmetine ve bu gecedeki esrârın hürmetine ben âciz kulunu da aff-ı ilâhine, feyz-i ilâhine mazhar eyle.” Allâhü Ekber, diyerek namaza başlanır. 
(Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)
Hicrî:   11  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 


28 Kasım 2017 Salı

MUHAMMED MUSTAFÂ, ALLÂH’IN RESÛLÜ VE İNSANLARIN EFENDİSİDİR



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنِّي لَأَمْزَحُ وَلَا أَقُولُ إِلَّا حَقًّا. (طب)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   محقق بن لطيفه يابارم . فقط حقدان باشقه بر شى سويلمم ."
Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak ben de latife yaparım. Fakat haktan başka bir şey söylemem.” 
(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî:   10  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 

MUHAMMED MUSTAFÂ, ALLÂH’IN RESÛLÜ VE İNSANLARIN EFENDİSİDİR


İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurdular: “Arab'ın ve Acem (Arap olmayanlar)ın en faziletlisi olan Resûlullah'ın (s.a.v.) fazileti hakkında rivâyet olunanların birkaçını yazarak, âhiretteki kurtuluşa vesile kılmak istedim. Ancak ben sözlerimle onu medhediyor değilim, bilakis ondan bahsederek sözlerimi süslüyorum: “Şüphesiz Muhammed (s.a.v.), Allâh'ın resûlü ve Âdemoğlunun efendisidir. Kıyâmet gününde tâbileri ve ümmeti en çok olacak peygamberdir.”
“Allah katında, evvelkilerin ve sonrakilerin en keremlisi, en değerlisidir.”
“Kabrin kendisine açılacağı ilk kimsedir. İlk şefâat edecek ve şefâati ilk kabul olunacak olandır. Cennetin kapısını ilk çalacak olan ve kendisine cennet kapıları ilk açılacak olan kimsedir.” “Kıyâmet gününde, -altında Âdem (a.s.) ve ondan sonraki ümmetler olduğu hâlde- hamd sancağını taşıyacak olan odur.” Şu sözleri buyuran da odur:
“Biz (dünyâda) sonuncularız, kıyâmet gününde ise en öne geçenler biziz. Ben bir söz söylüyorum, ama övünmek için değil; Ben Allâh'ın habîbiyim.”
“Ben resullerin rehberiyim, övünmek için söylemiyorum. Ben son peygamberim, bunu övünmek için söylemiyorum.”
“Ben Abdülmuttalib oğlu Abdullah oğlu Muhammed'im. Muhakkak Allâhü Teâlâ bütün mahlûkâtı yarattı ve beni onların en hayırlıları içerisinde kıldı. Sonra onları iki fırkaya ayırdı ve beni en hayırlı fırkada kıldı. Sonra onları kabilelere ayırdı ve beni en hayırlı kabilede kıldı. Sonra onları evlere ayırdı ve beni en hayırlı evde kıldı. Ben onların ev ve nefis cihetinden en hayırlısıyım.” “İnsanlar tekrar diriltildikleri zaman kabrinden ilk çıkacak olan benim. İnsanlar Allâh'ın huzuruna çıktıkları zaman, onların rehberi benim. Sustukları zaman onların hatibi, (sözcüsü) benim. Hapsolundukları zaman, onların şefâatçisi benim. Ümid kestikleri zaman, onların müjdeleyicisi benim. Kerem sancağı ve cennetin anahtarları o gün bendedir. Hamd sancağı o gün bendedir. Rabbim katında ben, Âdemoğlunun en keremlisiyim...” “Kıyâmet günü olduğu zaman ben, peygamberlerin imâmı, onların hatibi ve onların şefâatlerinin sâhibi (şefâatcıları) olacağım, bunu da övünmek için söylemiyorum.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, 1/m. 44)
Hicrî:   10  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 


27 Kasım 2017 Pazartesi

İKİ MÜSLÜMAN ARASINI BOZMAK AMELLERİ YOK EDER



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خَيْرُكُمْ مَنْ لَمْ يَتْرُكْ آخِرَتَهُ لِدُنْيَاهُ وَلَا دُنْيَاهُ لِآخِرَتِهِ وَلَمْ يَكُنْ كَلًّا عَلَى النَّاسِ. (كنز)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   سزيك أك خيرلنز ، دنياسى إيجن آخرتنى ، آخرتى إيجن ده دنياسنى ترك أتمين و باشقه سينه يوك اولمايان كمسه در ."
Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Sizin en hayırlınız; dünyâsı için âhiretini, âhireti için de dünyâsını terk etmeyen ve başkasına yük olmayan kimsedir.” 
(Hadîs-i Şerîf, Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî:   09  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi 

İKİ MÜSLÜMAN ARASINI BOZMAK AMELLERİ YOK EDER


Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Dikkat edin! Size (nafile) oruç tutmaktan, namaz kılmaktan, sadaka vermekten daha faziletli bir şeyi haber vereyim mi?” Ashâb,
‘Evet, yâ Resûlallâh' dediler. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Dargın olan iki müslümanı barıştırmaktır. İki müslümanın arasını bozmak ise muhakkak o tıraş eder. Saçı tıraş eder demiyorum. Muhakkak ki dîni tıraş eder (sâlih amellerin ve yapılan hayırların sevaplarını yok eder).” (S. Tirmizi)

HAZRET-İ KA’B’IN CEVABI

Abdullah bin Ömer'den (r. anhümâ) rivâyet olundu:
Bir Yemenli, Ka'bü'l-Ahbâr'a (r.a.) dedi ki:
“Filan Yahudî âlimi beni sana gönderdi. Sana şu sözleri söylememi emretti:
“Ey Ka'b, sen bizler arasında hürmet gören, sözü dinlenen kıymetli bir kimse değil mi idin? Seni bizim dinimizden Muhammed Aleyhisselâm'ın ümmetine ne şey soktu?”
Ka'b (r.a.), adama “Onun yanına dönecek misin?” diye sordu. Adam “Evet” deyince:
“Öyle ise ona vardığında kaçmaması için elbisesinin bir ucundan sıkıca tut, sonra ona şunu söyle: Ka'b sana şöyle demektedir:
‘Mûsâ Aleyhisselâm'a denizi yaran, içinde her şeyin ilmi olan Tevrât'ı veren Allah için soruyorum: Sen elindeki ilâhî kitablarda Muhammed ümmetinin şu üç fırkadan ibâret olduğunu okumadın mı:
O ümmetin üçte biri hesapsız cennete girer,
Üçte biri pek kolay bir hesabdan sonra cennete girer, Kalan üçte biri ise Peygamberleri Ahmed Aleyhisselâm'ın şefaati ile girer.'
O sana mecburen ‘Evet' diyecektir. Sonra ona:
‘Sen Kâ'b'ı bu üç sınıftan dilediğine koy' dersin” dedi.
(Hayâtü'l-Hayevân)
Hicrî:   09  Rebîulevvel  1439  Fazilet Takvimi