قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ أَنْعَمَ اللهُ عَلَيْهِ
نِعْمَةً فَأَرَادَ بَقَاءَهَا فَلْيُكْثِرْ مِنْ قَوْلِ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ
إِلَّا بِاللهِ. (الجامع الصغير)
بيغمبر
أفندمز صلى الله عليه وسلم بيوردلر :" الله تعالى بر كمسيه نعمة إحسان أدر ده او كمسه او نعمتيك
دوام أتمسنى إسترسه ، لاحو ،
دعاسنى جوق اوقوسون . "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Allâhü Teâlâ bir kimseye
nimet ihsân eder de o kimse o nimetin devam etmesini isterse ‘Lâ havle
velâ kuvvete illâ billâh’ duâsını çok okusun.” (Hadîs-i Şerîf, Süyûtî,
el-Câmiu’s-Sağîr)
Hicrî: 07 Receb 1437 Fazilet Takvimi
ÖMRÜN KIYMETİNİ NASIL BİLDİLER?
Selef-i Sâlihîn’in (Ashâb-ı Kirâm, Tâbiîn ve Evliyâ’nın)
hayatlarını okuyan kimsenin ölmüş olan kalbi dirilir. İşlerin âkıbetini
düşünen kimse elbette en faydalı şeylerle meşgul olur.
Bir topluluk Ma‘rûf-i Kerhî’nin (rah.) yanında uzunca oturdu. Onlara dedi ki:
“Kalkmak istemiyor musunuz? Hâlbuki güneşin sevki ile vazifeli melek vazifesinden bir an ayrılmaz.” (Zaman hızla akıp gidiyor).
Ölümü vaktinde Ebûbekir Nehşelî’nin (rah.) yanına girdiler. Onu îmâ ile namaz kılarken gördüler:
“Bu hâlde de mi?” dediler, “Amel defterimi dürülmeden önce doldurmaya uğraşıyorum” dedi.
Ebûbekir Attâr anlattı:
Vefâtı vaktinde Cüneyd-i Bağdâdî’nin (rah.) yanında idim. Hasta idi
ve oturarak zahmetle namaz kılıyordu. Ruh ayaklarından çekilip hareket
ettiremeyinceye kadar böyle devam etti. Ayakları hep yara bere içinde
idi. Onu gören biri:
“Bu ne hâl” dedi, o “Bunlar nimetlerdir” dedi. Namazı bitince
mürîdlerinden ve evliyadan Cüreyrî ona “Biraz yatsanız” dedi, o “Allahü
Ekber, Ey Ebû Muhammed, hesâba çekileceğimiz vakitleri boşa
geçirmemeliyiz” dedi. Ruhu tamamen çıkıncaya kadar böyle devam etti.
BEYİT
Dersen, olayım kemâli hâiz,
Tazyî-i zemânı görme câiz
(Muallim Nâcî)
(Kemâl sâhibi olmak istersen, vakti zâyi etmeyi câiz görme.)
Hicrî: 07 Receb 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder