قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إنَّ اللهَ كَرِهَ لَكُمْ
ثَلَاثًا : قِيلَ وَقَالَ وَإِضَاعَةُ الْمَالِ وَكَثْرَةُ السُّؤَالِ. (ق) بيغمبر أفندمز صلى الله عليه وسلم
بيوردلر :" الله تعالى سزيك إيجن شو اوج شيء كره ( جركن ) كورور : ده
دى قودى يابمق ، مالى زايع ( إسراف ) أتمك و جوق صورى ( لزومسوز ، هر عقله كلنى )
صورمق ."
Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Allâhü Teâlâ sizin için şu üç şeyi kerih (çirkin) görür: Dedikodu
yapmak, malı zâyi (isrâf) etmek ve çok soru sormak.”
(Hadîs-i Şerîf,
Müttefekun aleyh)
Hicrî: 18 Receb 1437 Fazilet Takvimi
ALLAH’IN YARDIM ETTİĞİ MUVAFFAK OLUR
Hazret-i Ömer’in hilafeti zamanında Hürmüzân adındaki İranlı kumandana karşı Nûmân bin Mukarrin (r.a.) vazîfelendirildi.
Nûmân bin Mukarrin, Kûfe ve Basra askeriyle Hürmüzân’ın üzerine gitti. Birkaç ay uzayan muhâsara esnâsında İranlılar birkaç defa bulundukları Tüster Kalesi’nden çıktılar. Şiddetli muhârebeler oldu. Nihâyet Tüster’e girildi. Hürmüzân, iç kaleye kapandı ve Hazret-i Ömer’in hükmüne râzı olarak teslim oldu. Ganîmet malları askere taksim olundu. Her süvârî hissesine üç bin ve piyâde hissesine bin dirhem düştü.
Nûmân bin Mukarrin (r.a.), ganîmet mallarının beşte birini ve Hürmüzân’ı Medîne-i Münevvere’ye gönderdi. Hürmüzân’ı, Ashâb-ı Kiram’a göstermek için ipekli elbisesi ve yakut ile donanmış tacı ile Medîne-i Münevvere’ye getirdiler. Mescid-i Şerif’te Hazret-i Ömer’in yanına vardılar.
Hazret-i Ömer’i, Mescid’de hırkasına bürünmüş, kamçısı elinde olduğu hâlde gördüler. Onun yanına oturdular. Hürmüzân: “Ömer nerede?” dedi. “İşte bu” dediler. “Hani bekçileri ve kapıcıları?” diye sordu. “Onun bekçisi ve kapıcısı, yazıcısı yoktur” diye cevap verdiler. “Öyle ise peygamber olmalı” dedi. “Hayır, Peygamber değil ama peygamberlerin ameliyle amel eder” dediler. Hazret-i Ömer, onların seslerinden uyandı. Hürmüzân’a bakıp: “Hürmüzân mı?” dedi, “Evet” dediklerinde “Allah’a hamdederim ki İslâm, bunu ve emsalini zelîl kıldı” dedi ve derhal üzerindeki elbisenin çıkartılmasını emretti. Sâde elbise giydirtti ve ona dedi ki:
“Ey Hürmüzân! Kaderini ve akıbetini nasıl gördün?” Hürmüzân:
“Yâ Ömer! Câhiliyet devrinde Allah, bizi ve sizi başlı başımıza bıraktı. Biz de size gâlib olduk. Vakta ki Allah sizinle beraber oldu, bize gâlip geldiniz” dedi. Sonra Hürmüzân, Müslüman oldu. Hazret-i Ömer ona yıllık iki bin dirhem maaş bağladı. (Hz. Ömeru’l-Fâruk, Çamlıca B.Y.)
Hicrî: 18 Receb 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder