قَالَ
عُمَرُ (رَضِيَ اللهُ عَنْهُ): أَقْرَؤُنَا أُبَيٌّ وَأَقْضَانَا عَلِيٌّ. (خ)
حضرتى عمر { رضى الله تعالى عنه } شويله دمشتر :" بزم أك
دوزكون قرآنى كريم اوقويانمز أؤبَىْ { ابن كاب } ، در . أك إسابتلى حكم ورنمزده
على { بن أبى طالب } در ."
“Hz. Ömer (r.a.) şöyle demiştir: ‘Bizim en düzgün Kur’ân-ı Kerîm
okuyanımız Übey (ibn-i Ka’b)’dir. En isâbetli hüküm verenimiz de Ali
(bin Ebî Tâlib)dir.”
(Hadîs-i Şerîf, Sahîh-i Buhârî)
Hicrî: 15 Şaban 1437 Fazilet Takvimi
Ashâb-ı Bedir……ÜBEY BİN KA‘B (R.A.)
Übey bin Ka‘b radıyallâhü anh hazretleri Ensâr’dan ve Hazrec
kabîlesindendir. İkinci Akabe’de bulunmuş, Bedir Harbi’nden îtibâren
bütün harblere katılmıştır.
Vahiy kâtiblerinden idi. Aynı zamanda Resûlullâh Efendimiz’in (s.a.v.) kâtiplik hizmetinde bulunurdu.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hayatta iken Ashâb-ı Kirâm arasında
Kur’ân-ı Azîmüşşân hafızlığıyla meşhur olan altı zâttan idi. Onların
tamâmı Ensâr’dan olup diğer beş zât şunlardır: Zeyd bin Sâbit, Muâz bin
Cebel, Ebu’d-Derdâ (Âmir veya Uveymir), Sa‘d bin Ubeyd, Ebû Zeyd Kays
bin Seken (radıyallâhü anhüm).
Hazret-i Übey, Kur’ân-ı Kerîm’i en güzel kırâet edenlerden idi. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) bir gün ona buyurdular ki:
“Allâhü Teâlâ ‘lem yekünillezîne keferû…’ sûre-i celîlesini sana okumamı emretti.” O da:
“Yâ Resûlallâh, Hak Teâlâ zât-ı âlînize benim ismimi böylece
söylediler mi?” diye sormuş, Peygamberimiz “Evet” buyurunca sevincinden
ağlamıştır.
Hz. Ömer (r.a.) zamanında ilk terâvîh imamlığı yapan zattır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ona ‘Seyyidü’l-Ensâr’ ismini vermişlerdi. Hazret-i Ömer de ona Seyyidü’l-müslimîn derdi.
Hazret-i Übey, Hazret-i Ömer’in halîfeliği zamanında hicretin 19. senesinde Medîne-i Münevvere’de vefât ettiler.
Ashâb-ı Kirâm: “Yâ Resûlallah! Yakalandığımız hastalıklarda bizim
için bir ecir var mıdır, ne buyurursunuz?” diye sordular, Peygamber
Efendimiz (s.a.v.):
‘(Günahlara) Keffâret olur.’ buyurdu. Übey bin Ka‘b (r.a.):
“Ya Resûlallah, ya hafif bir şeyse?” diye sordu.
“Bir diken batması veya ondan biraz fazlası bile olsa (keffârettir)” buyurdu.
Bunun üzerine Übey (r.a.), hac, umre, cihad ve farz namazı cemâatle
kılmaktan alıkoymamak şartıyla yakalandığı sıtma hastalığının ölünceye
kadar devam etmesi için duâ etti... Ölünceye kadar onun vücûduna dokunan
mutlaka hararetini hissederdi.” (El-İsâbe fi Temyîzi’s-sahâbe)
Hicrî: 15 Şaban 1437 Fazilet Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder