Hadîs-i Şerîf:
"Sıkıntı ve üzüntüde Allâhü Teâlâ'nın duâsını kabul etmesi kimin
hoşuna giderse bollukta çok dua etsin." (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 15 Şevval 1435 •Fazilet Takvim
HACCIN FARZ OLMASININ SEBEBİ
Haccın farz olmasına sebep, Beytullah'ın mevcudiyetidir. Bu mukaddes mabedi ziyaret için Hak Teâlâ'nın emriyle hac farz kılınmıştır. Mükellef olan bir zatın ömründe bir defa hac etmesiyle bu fariza yerine getirilmiş olur.
Hac, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) hicretinin dokuzuncu senesinde farz kılınmıştır. Bu sene Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) tarafından Ebû Bekr-i Sıddîk (radiyallahü anh) hac emîri tayin buyurulmuştu. Hicretin onuncu senesinde bizzat Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Mekke-i Mukerreme'ye gelerek hac farizasını ifa buyurmuşlardı.
Hac kendisine farz olan bir zat için haccı ne zaman yapacağı hakkında iki kavil vardır:
Bir kavle göre hac farizası ömrîdir: Mükellef, bunu hayatta oldukça dilediği senede yapabilir. Sonraya bıraktığından dolayı günahkâr olmaz. Ancak hac etmeden vefat etmiş olursa günahkâr olur. Fakat daha sahih görülen diğer kavle göre hac farz olunca edası, fevrîdir; tehir edilmesi bir günahtır. Şöyle ki: Bulunduğu beldede hacıların Hicaz'a gidecekleri günde haccın şartları bulunan zatın hemen hacca gitmesi kendisine farz olur.
Bu tarihte hacca gitmezse günahkâr olur. Hatta bilahare bu şartlardan mahrum kalsa da bu hac -uhdesinde kalır- sâkıt olmaz, bundan mes'ul olur.
Hicrî: 15 Şevval 1435 •Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder