27 Eylül 2013 Cuma

MEDÎNE-İ MÜNEVVERE'DE İLK GÜNLER VE EZAN



Hadîs-i Şerif:

رقم الحديث: 79
)
حديث مرفوع
( أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُظَفَّرِ الْبَزَّازُ ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ الْحُسَيْنِ الْعَمِّيُّ ، حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ الْعَيْشِيُّ ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ ، حَدَّثَنَا عَطَاءُ بْنُ السَّائِبِ ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ، 
قَالَ : " الْحَجَرُ الأَسْوَدُ مِنَ الْجَنَّةِ ، كَانَ أَشَدَّ بَيَاضًا مِنَ الثَّلْجِ حَتَّى سَوَّدَتْهُ خَطَايَا أَهْلِ الشِّرْكِ" .
 “Hacer-i esved cennetten inmiştir. O sütten daha da beyaz idi. Fakat insanoğlunun hatâ(günah)ları onu kararttı.” 
 (Hadîs-i Şerif, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:21 Zilkâde 1434   •Fazilet Takvim

الحجر الأسود في الكعبة المشرف




1 - Hacer ul (Esad) Esved;
2 -
Kâbe-İ Muazzama’nın Kapısı Ve Mültezem;
3 -Altun Oluk ; (yağmur suyu için) ;
4 - Kâbe taban kaplaması;
5 - Al-Hatim,
Hatim Ve Hicr-İ İsmâil;
6 - Al-Multazam (Kâbe Kapısı ile Hacer ul Esved arasındaki duvar);
7 - Makamı İbrahim
(a.s) ;
8 - Hacer ul Esved Köşesi;
9 - Ruknü Yemani,Yemen köşesi;
10 - Ruknü Şam,Suriye Köşesi;
11 - Ruknü Iraki,Irak köşesi ;
12 - Settarul
Kâbe,Kiswa (Kabe örtüsü);
13 - Hattul mermeri,Tavaf başı/sonu işaretleme mermeri;
14 - Cebrail (a.s) makamı.





MEDÎNE-İ MÜNEVVERE'DE İLK GÜNLER VE EZAN


Ensâr-ı Kiram her gün Resûl-i Ekrem’i ziyaret eder, nöbet ile yemek getirir, hizmette bulunurlardı. O müddet içinde on miskâl altına arsa satın alınarak üzerinde bir mescid-i şerif yapıldı. Bugünkü mâmur Mescid-i Nebevî işte bu mübarek mesciddir. Bunun çevresinde yapılan hücrelere Resûl-i Ekrem Efendimiz intikal buyurdular. Mekke-i Mükerreme’de kalmış olan ümmü'l-mü'minîn Hazret-i Sevde ile Peygamberimiz'in diğer ehl-i beyti de Medîne-i Münevvere'ye getirildi. Artık Medîne-i Tâhire bu mübarek zâtların ikinci vatanları olmuştu.
Hicrî târih Peygamber Efendimiz’in Medîne-i Münevvere'ye hicret buyurdukları senenin Muharrem ayından başlar.
Mescid-i Nebevî yapıldıktan sonra Ashâb-ı Kirâm toplanıp beş vakit namazı cemâatle kılmaya başlamışlardı. Fakat, namaz vakitlerini ilan lâzım geliyordu. Başka milletlerin boru çalmak, çan çalmak, yüksek bir yerde ateş yakmak gibi kabul etmiş oldukları mânâsız alâmetler İslâmiyet'e yakışmazdı. Bir aralık Hz. Ömer'in teklifiyle namaza ‘es-salâte câmi'aten’ diye çağırıldı. Nihayet ensâr-ı kiramdan Abdullah bin Zeyd'e rüyasında bildiğimiz ezan öğretildi. Hz. Ömer de böyle bir rüya gördü, Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) bunu işitince “İnşâallah bu rüya haktır, namaza böyle davet olunmalıdır.” diye emretti. Sonra bu rüyayı teyid eden vahiy nazil oldu.
Yeryüzünde namaz vakitleri başka başka saatlere tesadüf ettiğinden ezân-ı Muhammedî okunmayan hiç bir saat yoktur. Bu vesîle ile Allâhü Teâlâ'nın birliği, büyüklüğü, Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) peygamberliği, namazın felah ve kurtuluşa sebep olduğu bütün insanlık âlemine yüksek bir sesle ilan edilmektedir.
Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi vesellem Efendimiz'in ilk müezzini Bilâl-i Habeşî'dir. Ebû Mahzûre Semüre ile Amr İbn-i Ümm-i Mektûm ve Sa'dü'l-Karaz da Efendimiz'in müezzinlerindendir. (Radiyallâhu anhüm.)
Hicrî:21 Zilkâde 1434   •Fazilet Takvim



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder