26 Ocak 2025 Pazar

MÎRAC MUCİZESİ


 

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: فِي رَجَبَ يَوْمٌ وَلَيْلَةٌ مَنْ صَامَ ذَلِكَ الْيَوْمَ وَقَامَ تِلْكَ اللَّيْلَةَ كَانَ كَمَنْ صَامَ مِنَ الدَّهْرِ مِائَةَ سَنَةٍ وَقَامَ مِائَةَ سَنَةٍ وَهُوَ ثَلَاثٌ بَقِيْنَ مِنْ رَجَبَ. (هب)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : رجب آينده بر كون و كجه واردركى كيم او كون اوروج طوطار ، او كجي إحيا أدرسه يوز سنه اوروج طوطمش و يوز سنلك كجي إحيا أتمش كبى اولور . او رجب آينيك يرمى يدنجى ( يعنى معراج ) كجسيدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Receb ayında bir gün ve gece vardır ki kim o gün oruç tutar, o geceyi ihyâ ederse yüz sene oruç tutmuş ve yüz senelik geceyi ihyâ etmiş gibi olur. O, Receb ayının yirmi yedinci (yani Mîrac) gecesidir.”

(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hicrî:  25  Receb    1446  Fazilet Takvim

 

 

MÎRAC MUCİZESİ

 

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Hicret’ten bir buçuk sene evvel Receb ayının 27. gecesi, Burak ismindeki binek ile Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya götürüldü. Sonra mîrac (bir nevi asansör) ile Sahre’den (Mescid-i Aksâ’daki mübârek kayadan) semâya çıkarıldı. Semâ katlarının her birinde peygamberlerden biriyle görüştü. Onlarla selamlaşıp konuştuktan sonra Sidre-i Müntehâ’ya ulaştı. Oradan da Refref’e bindi ve huzur-ı İlâhî’ye vardı. Kendisine, Allâhü Teâlâ’nın melekûtünden birçok acâyibât gösterildi.

Huzûr-ı İlâhî’ye varınca “Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü ve’t-tayyibât” diyerek Cenâb-ı Hakk’ı övdü. Allâhü Teâlâ tarafından kendisine ikrâmla “Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtühû” diye hitâb olundu. Ve bu selâmın şerefine Peygamberimiz (s.a.v.), ümmetini de dâhil edip “Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhi’s-sâlihîn” buyurdu. Ümmetine bir gece ve gündüzde elli vakit namaz emrolunmuşken Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin tekrar tekrar yalvarması ile beş vakte hafifletildi. Geri dönerken, bütün dereceleri ile Cennetleri ve bütün derekeleri ile Cehennem’i gördü.

Beytü’l-Makdis’e gelip Mekke-i Mükerreme’ye doğru yola çıkınca Kureyş kervanını gördü. Sabah olunca, yaşanan hâdiseleri insanlara haber verdi. Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’e Beytü’l-Makdis’ten ve Kureyş kervanının hâlinden suâl ettiler. Sordukları şeylerden birer birer açıkça haber verince, Allâh’ın yardımına mazhar olanlar tasdik ettiler; imandan nasibi olmayanlar ise inkâr ettiler.

Sabah mescide çıkıp bu hâdiseyi Kureyş’e haber verdiğinde şaşkınlık ve inkârdan kimi el çırpıyor, kimi elini başına koyuyordu. İman etmiş olanlardan bazıları, dinden döndüler. İçlerinden bir kısmı, Hazret-i Ebûbekir’e (r.a.) koştu. Hazret-i Ebûbekir, “Eğer bunu o söylediyse şüphesiz doğrudur.” dedi. “Onu, bunda da mı tasdik ediyorsun?” dediler. “Ben, onu, bundan daha ötesinde -yani peygamberliğini- de tasdik ediyorum!” dedi. Bunun üzerine “Sıddîk” diye isimlendirildi.

Hicrî:  25  Receb 1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder