28 Ocak 2025 Salı

PEYGAMBERLERİN GÖNDERİLMESİNDEKİ HİKMETLER


قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : وَلَقَدْ اَرْسَلْنَٓا اِلٰٓى اُمَمٍ مِنْ قَبْلِكَ فَاَخَذْنَاهُمْ بِالْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ لَعَلَّهُمْ يَتَضَرَّعُونَ. (سورة الانعام، ٤٢)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : آند اولسون ! بز ، سندن أؤنجه بر تقم أمتلره بيغمبرلر كوندردك . ( اونلر بيغمبرلرنى دنلمه ديلر ) ، بز ده ونلرى ، شتدتلى دارلق ، جشتلى حصطلقلر و آفتلرله قوراندردق . اولوركى يالواريرلر ( توبه أدرلر ) . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen: And olsun! Biz, senden önce birtakım ümmetlere peygamberler gönderdik. (Onlar peygamberlerini dinlemediler), biz de onları, şiddetli darlık, çeşitli hastalıklar ve âfetlerle kıvrandırdık, olur ki yalvarırlar (tevbe ederler).”

(En’âm Sûresi, âyet 42)

Hicrî:  28  Receb    1446  Fazilet Takvim

 

 

PEYGAMBERLERİN GÖNDERİLMESİNDEKİ HİKMETLER

 

Bakara Sûresi’nin 30. âyet-i celîlesinde buyurulmuştur ki -meâlen-: “Hatırla o zamanı ki, Rabb’in, meleklere ‘Muhakkak, ben, yeryüzünde bir halife kılacağım’ diye buyurmuştu.”

Halife, başkasının halefi ve nâibi olan kimseye denir. Âyet-i kerîmedeki halîfeden murat ise Âdem aleyhisselâm’dır. Zira o, Allâhü Teâlâ’nın yeryüzündeki halifesidir. Diğer bütün peygamberler de böyledir, yani Cenâb-ı Hak, yeryüzünü imar etmek, insanları idare etmek, onların ahlâkını kemâle erdirmek ve emirlerini onlar arasında icrâ etmek husûslarında bütün peygamberleri halife kılmıştır.

Şu kadar var ki bu halifelik, Cenâb-ı Hakk’ın kendisine nâiblik edecek birisine ihtiyacı olduğu için değil, bilakis kendilerine halife gönderilen insanların, Cenâb-ı Hakk’ın zâtının feyzini kabullenmekte ve vasıtasız olarak emrini telakkî etmekte kusurlu oldukları içindir. Zira in’âm ve ihsân edici olan Allâhü Teâlâ, herhangi bir şeye muhtaç olmaktan münezzeh ve mukaddestir. İhsân olunan insanların ise yemek, içmek gibi dünyevî birçok ihtiyaçları vardır. Bununla birlikte kötü ahlâklarla ahlâklanmak gibi tabîî mânialara dalmaktadırlar. Binâenaleyh kusurlu olan insanın, her şeyden münezzeh olan Allâhü Teâlâ’dan istifade etmesi ancak bir vasıta ile mümkün olur. Bu vasıta da halîfetullah olan peygamberlerdir.

Bunun benzeri, insan tabiatında da vardır: Mesela insanın kemikleri, doğrudan doğruya etten gıdasını almaktan âcizdir. Bu sebeple Cenâb-ı Hak, hikmeti gereği etle kemik arasına her ikisine de uygun olan kıkırdağı koymuştur ki gıdayı etten alıp kemiğe nakleder.

Yine aynı sebeple Cenâb-ı Hak, peygamber olarak melek göndermemiştir. Zira insan cinsinden olmadığı için, insan, melekten istifadeye güç yetiremez. Nitekim En’âm Sûresi’nin 9. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Ve eğer onu (peygamberi) bir melek kılsaydık, elbette onu, yine bir insan (sûretinde) kılardık.” buyurulmuştur.

Hicrî:  28  Receb 1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder