قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: مَنْ طَلَبَ قَضَاءَ الْمُسْلِمِينَ حَتَّى يَنَالَهُ ثُمَّ غَلَبَ عَدْلُهُ جَوْرَهُ فَلَهُ الْجَنَّةُ وَمَنْ غَلَبَ جَوْرُهُ عَدْلَهُ فَلَهُ النَّارُ. (د)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كيم مسلمانلره قضى ( حاكم ) اولمايه طالب اولب ده بونه قَوُشور ، صوكره أكر عدالتى ، ظلمنه غالب اولورسه اوكا جنت واردر . ظلمى ، عدالتنه غالب كلرسه اوكا ده جهنم واردر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kim Müslümanlara kâdî (hâkim) olmaya tâlip olup da buna kavuşur, sonra eğer adâleti, zulmüne galip olursa ona Cennet vardır. Zulmü, adâletine galip gelirse ona da Cehennem vardır.”
(Sünen-i Ebû Dâvûd)
Hicrî: 27 Receb 1446 Fazilet Takvim
OSMANLI’DA ADALET
İstanbul’un Fethi’nden sonra mahkûmları serbest bırakan Fâtih Sultan Mehmed Han’ın huzuruna, zindandan çıkmak istemeyen iki papaz getirilir. Bunlar, Bizans İmparatoru Konstantin’e âdil ve hakka riâyetli olmasını söylediklerinden zindana atılmış, sonra da “Böyle adaletsiz bir dünyada, içerisi dışarısından daha rahat.” diye hapisten çıkmamaya karar veren papazlardı.
Fâtih Sultan Mehmed Han, bu iki papaza şöyle hitap eder: “Sizlere bir teklifim var: İslâm adaletinin tatbik edildiği memleketimizi dolaşınız. Müslüman hâkimlerin ve halkın davalarını dinleyiniz. Adaletsizlik ve zulüm görürseniz hemen gelip bana bildiriniz ki kararınızda haklı olduğunuzu gösteriniz!”
Bu teklifi kabul eden iki papaz, gezdikleri yerlerden İznik’te şöyle bir hâdiseye şâhit olmuşlar:
Bir Müslüman, diğer bir Müslümandan bir tarla satın almış. Ekin zamanı tarlayı sürerken sabanın ucuna bir şey takılmış, çıkarıp bakmış ki, bir küp dolusu altın... Bunları alıp, tarlanın eski sahibine getirmiş ve “Kardeşim! Ben, senden tarlanın üstünü satın aldım, altını değil. Eğer içinde bu altınların mevcut olduğunu bilseydin, bu fiyata bana satmazdın. Al şu altınlarını!” demiş. Tarlanın eski sahibi de “Hayır, ben, sana bu tarlanın içini dışını, altını üstünü, hepsini birden sattım. Senin nasibine çıkan bu altınlara şimdi ben nasıl sahip çıkarım, bunları alamam.” demiş. Mesele kâdîya intikal etmiş. İznik kâdîsı, bu iki Müslümanın hakka riâyet husûsundaki ahlâkını takdirle karşılamış ve parayı her ikisine de taksîm etmiş. Her iki Müslüman da birbirine haklarını helâl ederek ayrılmışlar.
Papazlar, daha başka yere gitmeye ihtiyaç duymadan hemen İstanbul’a dönmüşler. Sultan’ın huzuruna çıkıp, şâhit oldukları hâdiseleri anlattıktan sonra, “Bütün bunlar, Müslümanlardaki din kuvvetini, Allah korkusunu gösteren çok ibretli hâdiselerdir. Bundan sonra biz karar verdik. Artık zindana girmeyeceğiz. Çünkü sizde böyle adalet tatbik edildikçe, sizden olmayan Hristiyan papazların dahi zulme uğramayacağına inanmış bulunuyoruz.” dediler.
Bu iki papazın, Müslüman oldukları da kaydedilen vakalar arasındadır.
Hicrî: 27 Receb 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder