قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ هَمَّ بِحَسَنَةٍ فَلَمْ
يَعْمَلْهَا كُتِبَتْ لَهُ حَسَنَةٌ. (م)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر :"
كيم
دينن كوزل كورولن بر شىء ( خير و عبادتى ) يابماي مراد أدر . فقط يابمازسه او كمسه
إيجن بر حسنه ( ثواب ) يازلر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim dînen güzel görülen bir şeyi (hayır ve ibâdeti) yapmayı murad eder, fakat yapmazsa o kimse için bir hasene (sevap) yazılır.”
(Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 23 Zilhicce 1439 Fazilet
Takvimi
ASHÂB-I BEDİR…Harâm bin Milhân (r.a.)
Harâm bin Milhân (radıyallâhü anh), Ensâr’dan ve Hazrec kabîlesinin Harâmoğullarındandır. Peygamberimizin hizmetçisi Enes bin Mâlik Hazretlerinin dayısıdır. Kardeşi Süleym ile birlikte Bedir ve Uhud gazâsında bulunmuş ve ikisi birlikte hicretin dördüncü senesi Bi’r-i Maûne vak‘asında şehîd olmuşlardır.
Enes bin Mâlik (radıyallâhü anh) anlattı: “Necid tarafında yaşayan Kays kabîlesinden bazı kimseler Peygamber Efendimize (sallallâhü aleyhi ve sellem) geldiler. Kendilerine Kur’ân-ı Kerîm öğretecek muallimler göndermesini istediler.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) Ensâr’dan yetmiş zâtı gönderdi ki dayım Harâm bin Milhân da onlar arasında idi. –Maûne kuyusu civârına geldiklerinde- Necidliler onlara ihânet edip tamamını şehîd ettiler.
İlk şehîd olan Harâm bin Milhân idi. Kısa mızrak ile başından yaralanmıştı. Harâm Hazretleri akan kanını silip elini semâya kaldırdı ve: “Ka‘be’nin Rabbine yemîn ederim ki cenneti kazandım gitti” dedi.
Bu yetmiş zât gadr ve hıyânet vak‘asında dört taraftan sarılmış olduklarını ve son nefese kadar çarpışıp ölmekten başka çâre olmadığını görünce, Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyâz ettiler:
“Yâ Rab! Resûl-i Kerîm’ine selâmımızı teblîğ edecek senden başkasını bulamıyoruz. Yâ Rab! Selâmımızı sen ulaştır. Yâ Rab, bizim tarafımızdan Peygamberimize haber ver ki, biz sana kavuştuk, senden râzı olduk, sen de bizden râzı oldun” diye duâ ettiler.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), aynı günün gecesinde Cebrâîl Aleyhisselâm’ın bildirmesiyle hâdiseden haberdâr olmuşlar ve ertesi sabah hutbeye çıkarak Allah’a hamd ve senâ ettikden sonra, hâdiseyi Ashâbına haber vererek şöyle buyurmuşlardı:
“Kardeşlerimiz müşriklerle karşılaşıp şehîd düştüler. Ve: Yâ Rab! Bizim sana kavuştuğumuzu ve senden râzı olup rızânı kazandığımızı kavmimize teblîğ et, dediler. Onların Allah’dan râzı olduklarını, Allâhü Azîmü’ş-Şân’ın da onlardan râzı olduğunu haber vermek için işte ben onlar tarafından size elçiyim.”
Enes bin Mâlik (radıyallâhü anh) anlattı: “Necid tarafında yaşayan Kays kabîlesinden bazı kimseler Peygamber Efendimize (sallallâhü aleyhi ve sellem) geldiler. Kendilerine Kur’ân-ı Kerîm öğretecek muallimler göndermesini istediler.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) Ensâr’dan yetmiş zâtı gönderdi ki dayım Harâm bin Milhân da onlar arasında idi. –Maûne kuyusu civârına geldiklerinde- Necidliler onlara ihânet edip tamamını şehîd ettiler.
İlk şehîd olan Harâm bin Milhân idi. Kısa mızrak ile başından yaralanmıştı. Harâm Hazretleri akan kanını silip elini semâya kaldırdı ve: “Ka‘be’nin Rabbine yemîn ederim ki cenneti kazandım gitti” dedi.
Bu yetmiş zât gadr ve hıyânet vak‘asında dört taraftan sarılmış olduklarını ve son nefese kadar çarpışıp ölmekten başka çâre olmadığını görünce, Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyâz ettiler:
“Yâ Rab! Resûl-i Kerîm’ine selâmımızı teblîğ edecek senden başkasını bulamıyoruz. Yâ Rab! Selâmımızı sen ulaştır. Yâ Rab, bizim tarafımızdan Peygamberimize haber ver ki, biz sana kavuştuk, senden râzı olduk, sen de bizden râzı oldun” diye duâ ettiler.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), aynı günün gecesinde Cebrâîl Aleyhisselâm’ın bildirmesiyle hâdiseden haberdâr olmuşlar ve ertesi sabah hutbeye çıkarak Allah’a hamd ve senâ ettikden sonra, hâdiseyi Ashâbına haber vererek şöyle buyurmuşlardı:
“Kardeşlerimiz müşriklerle karşılaşıp şehîd düştüler. Ve: Yâ Rab! Bizim sana kavuştuğumuzu ve senden râzı olup rızânı kazandığımızı kavmimize teblîğ et, dediler. Onların Allah’dan râzı olduklarını, Allâhü Azîmü’ş-Şân’ın da onlardan râzı olduğunu haber vermek için işte ben onlar tarafından size elçiyim.”
Hicrî: 23 Zilhicce 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder