7 Eylül 2018 Cuma

CENNETE HESAPSIZ GİRECEK YETMİŞ BİN KİŞİ




قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: نَحْنُ الْآخِرُونَ السَّابِقُونَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَوَّلُ زُمْرَةٍ مِنْ أُمَّتِي يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ سَبْعُونَ أَلْفًا لَا حِسَابَ عَلَيْهِمْ كُلُّ رَجُلٍ مِنْهُمْ عَلَى صُورَةِ الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ. (حم )
رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  بويوردولر   :"  بز ( دنيايه ) أك صون كوندريلن . قيامتده إيسه ( جنته كرمك إيجن ) أك اؤنجه كلنلريز . اؤمتم دن جنته كره جك إلك زمره يتمش بيك كشى در . اونلر حسابسز اولرق جنته كيررلر . هر بره رى (نين يوزلرى ) اون دوردنجى كجه ده كى عين بارلاقليغى كبى در ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Biz (dünyaya) en son gönderilen, kıyâmette ise (cennete girmek için) en önce gelenleriz. Ümmetimden cennete girecek ilk zümre yetmiş bin kişidir. Onlar hesapsız olarak cennete girerler. Her bireri(nin yüzleri) on dördüncü gecedeki ayın parlaklığı gibidir.
(Müsned-i Ahmed)
Hicrî:   28  Zilhicce   1439  Fazilet Takvimi 

CENNETE HESAPSIZ GİRECEK YETMİŞ BİN KİŞİ


Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular:
“Rabbim ümmetim hakkında (lütfen, keramen) benimle istişâre etti ve ‘Ümmetin hakkında ne muâmele edeyim?’ diye sordu. Ben: ‘Onları sen yarattın, senin kullarındır. Onlar hakkında dilediğini yaparsın’ dedim. ‘Ümmetin hakkında
Rabbin seni hüzünlendirmeyecektir’ buyurdu ve bana şöyle bildirdi: ‘Cennete ilk önce hesaba çekilmeden yetmiş bin kişi girer, onlardan her bini ile beraber yetmiş bin kişi daha cennete girer.”
“Ben Rabbim katında şuna şâhitlik ederim ki: ‘Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûluhû’ şehâdetini kalbinden sıdk ile -ihlâsla- söyleyen ve bu şehâdetle ölen her kulu, muhakkak cennete koyacaktır. Muhakkak Rabbim bana ümmetimden yetmiş bin kişiyi hesaba çekmeden ve azâb etmeden cennete koyacağını va‘detti. Ben öyle ümîd ediyorum ki: Onlar cennete girmez, tâ ki siz, atalarınızdan, zevce ve zürriyetlerinizden sâlih olanlarla cennetteki köşklerde yerlerinizi alıp hazır olmadıkça.”
Hazret-i Ebûbekr-i Sıddîk (radıyallâhü anh), Resûl-i Ekrem Efendimizin henüz vefât etmiş oldukları vakitte kabr-i saâdetini ziyâret edip ağladı. Bu sırada onu bir uyku hali kapladı. Hazret-i Ömer onu bu halde gördü, yanına yaklaştığında sanki uykusunda bir şeyler söylediğini işitti ve onu uyandırdı. Hazret-i Ebûbekir (r.a.):
“Ey Ömer, rüyamı yarıda kestin. Ben şu an Arş-ı A‘lâ’nın altında Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) yanında idim. O ısrarla: Ya Rabbi ümmetim, Yâ Rabbi ümmetim, diyordu. Ben: Yâ Resûlallâh! Rabbine duâ et de senin arzunu yerine getirsin, dedim. Bu sırada “Onları sana bağışladık, onları sana bağışladık” diye iki defa nidâ işittim. Amma ne kadarını bağışladığını işitemeden beni uyandırdın” dedi.
Bu sırada kabr-i saâdet tarafından şöyle bir nidâ işittiler: Rabbim, ümmetimin tamamını bana bağışladı.
(Mefzau’l-Halâık ve Menbau’l-Hakâık, Mehmed Hakkı Nâzillî)
Hicrî:   28  Zilhicce   1439  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder