قَالَ اللهُ
تَعَالَى: وَلَا تَقُولُوا لِمَنْ يُقْتَلُ فِي سَبِيلِ اللهِ أَمْوَاتٌ بَلْ
أَحْيَاءٌ وَلَكِنْ لَا تَشْعُرُونَ. (سورة البقرة، ۱٥٤)
الله تعالى
شويله بيوردى ( مئآلا ) : " و الله
يولنده اؤلدورولنلره اؤلولر دمين . خير اونلر ديرى درلر و لكن سز بلمزسنز ."
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Ve Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Hayır, onlar diridirler ve lâkin siz bilmezsiniz.”
(Bakara Sûresi, âyet 154)
Hicrî: 25 Zilhicce 1439 Fazilet
Takvimi
EVLİYÂNIN ÖLÜMÜ GÂFİLLERİN GÖZÜNDEN KAYBOLMAKTIR
Allâme Seyyid Ahmed Dahlân (rah.) “Takrîbü’l-Usûl li-Teshîli’l-Vüsûl” adlı kitabında şöyle diyor: Ariflerden birçoğu, açıkça ifade etmişlerdir ki, bir velînin vefatından sonra, ruhu müridleriyle alakadar olur ve onlar için bu zâtın bereketi ile nurlar ve feyizler meydana gelir. Seyyid Abdullah bin Aleviyyü’l-Haddâd (k.s.) buyurmuştur ki:
“Veli, kendisine bağlı kimselerle alakadar olur. Vefâtından sonra, kendisine irtibatı bulunanlara itinası, onlara hayatında olan itinasından daha fazladır. Zîrâ o, hayatta iken ilâhî emirlerle meşgul bulunmakta idi. Vefatından sonra, mükellefiyetlerden kurtulmuş olmaktadır.”
Allâh’ın velî kulları vefat ettikleri zaman, onların ancak sûretleri kaybolur. Hakikatleri mevcuttur. Onlar, kabirlerinde diridirler. Bir veli, kabrinde diri olduğuna göre ilminden, aklından ve rûhânî kuvvetlerinden bir şey kaybolmaz.
Bilakis onların ruhları; ölümlerinden sonra basîret, ilim, rûhânî hayat ve Allâh’a yönelmede mertebe kateder. Onların ruhları bir şey talep etmek için Allâh’a yönelse, noksanlıktan münezzeh bulunan Allâhü Teâlâ, onlara, o şeyi ikram eder. (Şevâhidü’l-Hak, Nebhânî)
“Veli, kendisine bağlı kimselerle alakadar olur. Vefâtından sonra, kendisine irtibatı bulunanlara itinası, onlara hayatında olan itinasından daha fazladır. Zîrâ o, hayatta iken ilâhî emirlerle meşgul bulunmakta idi. Vefatından sonra, mükellefiyetlerden kurtulmuş olmaktadır.”
Allâh’ın velî kulları vefat ettikleri zaman, onların ancak sûretleri kaybolur. Hakikatleri mevcuttur. Onlar, kabirlerinde diridirler. Bir veli, kabrinde diri olduğuna göre ilminden, aklından ve rûhânî kuvvetlerinden bir şey kaybolmaz.
Bilakis onların ruhları; ölümlerinden sonra basîret, ilim, rûhânî hayat ve Allâh’a yönelmede mertebe kateder. Onların ruhları bir şey talep etmek için Allâh’a yönelse, noksanlıktan münezzeh bulunan Allâhü Teâlâ, onlara, o şeyi ikram eder. (Şevâhidü’l-Hak, Nebhânî)
İLMİHÂL: İMÂMA UYMAYA DÂİR BİR MESELE
Cemâatle kılınan namazlarda safların muntazam olmasına, aralarında açıklık bulunmamasına dikkat edilir ve imam olan zât, buna nezâret eder. Safların efdali birinci saftır, sonra sırasıyla ikinci, üçüncü ve diğer saflardır. İmâma yakın bulunmanın fazileti pek çoktur.
İmâma uyan tek kişi, imâmın sağında durur. Çünkü Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz İbn-i Abbâs (r.anhümâ) ile namaz kılmış ve onu sağ tarafında durdurmuştur.
İmâma uyan iki kişi veya daha fazla olursa, imâmın arkasında dururlar. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) böyle yaptırmıştır.
İmam Muhammed’den (rah.) rivâyet edilmiştir ki, tek kişilik cemâatin ayak parmakları imâmın topuğunun hizasında olur. Eğer imâma uyan kimsenin boyu, imâmdan uzun olur da, secde ettiği yer imâmın secde ettiği yeri geçerse bu, namaza zarar vermez. Çünkü îtibar, durduğu yeredir, secde ettiği yere değildir. ,
İmâma uyan tek kişi, imâmın sağında durur. Çünkü Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz İbn-i Abbâs (r.anhümâ) ile namaz kılmış ve onu sağ tarafında durdurmuştur.
İmâma uyan iki kişi veya daha fazla olursa, imâmın arkasında dururlar. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) böyle yaptırmıştır.
İmam Muhammed’den (rah.) rivâyet edilmiştir ki, tek kişilik cemâatin ayak parmakları imâmın topuğunun hizasında olur. Eğer imâma uyan kimsenin boyu, imâmdan uzun olur da, secde ettiği yer imâmın secde ettiği yeri geçerse bu, namaza zarar vermez. Çünkü îtibar, durduğu yeredir, secde ettiği yere değildir. ,
Hicrî: 25 Zilhicce 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder