قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ وَلِيَ شَيْئًا مِنْ أَمْرِ
الْمُسْلِمِينَ لَمْ يَنْظُرِ اللهُ فِي حَاجَتِهِ حَتَّى يَنْظُرَ فِي
حَوَائِجِهِمْ. (طب)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر :"
بر
كمسه مسلمانلريك إشلرن دن بر شىء واظيفه لنديرلسه ، اونلريك إحتياجلرنى نظره
آلمادقجه ( اونلرى كوزلجه إداره أديب إشلرنى كورمكه جالشمادقجه ) الله تعالى ده او
كمسنين إحتياجنه نظر بويورمز ( لطف و ياردم دان محروم قالر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Bir
kimse Müslümanların işlerinden bir şeye vazîfelendirilse, onların
ihtiyaçlarını nazara almadıkça (onları güzelce idâre edip işlerini
görmeğe çalışmadıkça) Allâhü Teâlâ da o kimsenin ihtiyacına nazar
buyurmaz (lütuf ve yardımdan mahrum kalır).”
(Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr)
Hicrî: 12 Muharrem 1440 Fazilet
Takvimi
AMR EL-CÜHENÎ’NİN (R.A.) MÜSLÜMAN OLMASI
Amr
bin Mürre el-Cühenî (radıyallâhü anh) anlattı: Henüz Müslüman olmadan
önce kavmimle birlikte Kâbe-i Muazzama ziyâreti için yola çıktık.
Mekke’de iken rüyamda Kâbe’den parlak bir nur çıktığını, Medîne
dağlarını ve Cüheyne’deki Eş‘ar dağını aydınlattığını gördüm. Nurun
içinden şöyle bir ses işittim: Karanlıklar dağıldı, nur yayıldı,
Hâtemü’l-Enbiyâ gönderildi.
Sonra bir nur daha parladı, onun aydınlığıyla Hîre’nin saraylarını, Medâin’in beyaz köşklerini gördüm. Nur içinden şöyle bir ses işittim: İslâm zâhir oldu, putlar kırıldı, akraba hakkı artık sorulur oldu.
Korku içinde uyandım. Yanımdakilere: Vallâhi Kureyş içinden şu mahallede büyük bir şey çıkacaktır, dedim ve gördüklerimi anlattım. Yurdumuza döndükten sonra Ahmed isimli zâtın peygamber olarak çıktığı haberi ulaştı. Hemen yola koyulup Resûl-i Ekrem’e ulaştım, huzûrunda rüyamı anlattım. Bana: “Ey Amr! Ben Allâh’ın bütün kullarına gönderdiği peygamberim. Onları İslâm’a davet ediyorum. Kan dökmemeyi ve akraba hakkına riâyet etmeyi, putları terkedip bir olan Allâh’a ibâdet etmeyi, Beytullâh’ı haccı, on iki aydan Ramazân-ı şerîf ayında oruç tutmayı emrediyorum. Kim benim davetime uyarsa ona cennet vardır. Kim de uymazsa ona cehennem vardır! Ey Amr, îmân et de Allâh seni cehennemin dehşetinden kurtarsın.”
Ben: “Eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve enneke Resûlullâh, birçok kavimler onları kabulde inat etse de senin helâl ve harâm getirdiğin bütün hükümlere îmân ettim” diyerek îmân ettim.
Sonra: “Anam babam sana fedâ olsun Yâ Resûlallâh, beni kavmime gönder, seninle bana ikram ettiği gibi umulur ki benim sebebimle onlara Allâh’ın hidâyeti erişir” dedim. Buyurdular ki: “Onlara mülâyemetle davran, sağlam sözler söyle. Kaba ve haşin, kibirli ve hasetçi olma.”
Hazret-i Amr, kavmine dönüp peygamberimizin emri üzere ve kendisini davet ettiği sözlerle onları İslâm’a davet etti. Bir kişi hariç hepsi îmân ettiler. Amr Hazretleri, kavminden îmân edenlerle peygamberimizin yanına geldiler.
Peygamberimiz onları güzel karşıladı, hal hatırlarını sorup ağırladı.
Sonra bir nur daha parladı, onun aydınlığıyla Hîre’nin saraylarını, Medâin’in beyaz köşklerini gördüm. Nur içinden şöyle bir ses işittim: İslâm zâhir oldu, putlar kırıldı, akraba hakkı artık sorulur oldu.
Korku içinde uyandım. Yanımdakilere: Vallâhi Kureyş içinden şu mahallede büyük bir şey çıkacaktır, dedim ve gördüklerimi anlattım. Yurdumuza döndükten sonra Ahmed isimli zâtın peygamber olarak çıktığı haberi ulaştı. Hemen yola koyulup Resûl-i Ekrem’e ulaştım, huzûrunda rüyamı anlattım. Bana: “Ey Amr! Ben Allâh’ın bütün kullarına gönderdiği peygamberim. Onları İslâm’a davet ediyorum. Kan dökmemeyi ve akraba hakkına riâyet etmeyi, putları terkedip bir olan Allâh’a ibâdet etmeyi, Beytullâh’ı haccı, on iki aydan Ramazân-ı şerîf ayında oruç tutmayı emrediyorum. Kim benim davetime uyarsa ona cennet vardır. Kim de uymazsa ona cehennem vardır! Ey Amr, îmân et de Allâh seni cehennemin dehşetinden kurtarsın.”
Ben: “Eşhedü enlâ ilâhe illallâh ve enneke Resûlullâh, birçok kavimler onları kabulde inat etse de senin helâl ve harâm getirdiğin bütün hükümlere îmân ettim” diyerek îmân ettim.
Sonra: “Anam babam sana fedâ olsun Yâ Resûlallâh, beni kavmime gönder, seninle bana ikram ettiği gibi umulur ki benim sebebimle onlara Allâh’ın hidâyeti erişir” dedim. Buyurdular ki: “Onlara mülâyemetle davran, sağlam sözler söyle. Kaba ve haşin, kibirli ve hasetçi olma.”
Hazret-i Amr, kavmine dönüp peygamberimizin emri üzere ve kendisini davet ettiği sözlerle onları İslâm’a davet etti. Bir kişi hariç hepsi îmân ettiler. Amr Hazretleri, kavminden îmân edenlerle peygamberimizin yanına geldiler.
Peygamberimiz onları güzel karşıladı, hal hatırlarını sorup ağırladı.
(Kenzü’l-Ummâl; es-Sîretü’n-Nebeviyye, İbn-i Kesîr)
Hicrî: 12 Muharrem 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder