الَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: آيَةُ الْمُنَافِقِ ثَلَاثٌ: إِذَا
حَدَّثَ كَذَبَ وإِذَا وَعَدَ أَخْلَفَ وَإِذَا اؤْتُمِنَ خَانَ. (ق)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر :"
منافقيك
علامتى اؤج در : قونوشنجه يالان سويلر ، وعد أتديكنده وعدن دن دونر ، أمانت أدلديكنده
حيانت أدر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem)buyurdular: “Münâfığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler, va’d ettiğinde va’dinden döner, emânet edildiğinde hıyânet eder.”
(Müttefekun aleyh)
Hicrî: 13 Muharrem 1440 Fazilet
Takvimi
DOĞRU SÖYLEMEK, YALANI TERK ETMEK
Peygamber
Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Doğru olunuz.
Çünkü (sözünde, işinde) doğru olmak insanı iyiliğe ve hayra götürür,
iyilik de cennete götürür. Bir kimse doğrulukta devam eder ve doğruyu
ararsa Allah katında sıddîklardan yazılır. Yalandan da sakınınız. Zîrâ
yalan insanı fücûra (şerre) sürükler, şer de cehenneme götürür. Bir
kimse yalancılığa devam eder ve yalanı ararsa Allah katında yalancılar
defterine yazılır.”
Allâh (azze ve celle), dili diğer uzuvlardan üstün kıldı, ona kelime-i tevhîdi söylemek imtiyâzı vererek derecesini yükseltti. Akıllı kişi, Allâh’ın tevhîdini beyâna bir âlet olarak yarattığı dili yalana alıştırmamalıdır. Bilakis daima doğru söylemelidir. Dili iki cihanda faydasını göreceği şeylere alıştırmalıdır.
Emevî halîfesi Abdülmelik’in şehzadelerinin hocası olan İsmail bin Ubeydullâh anlattı: Halîfe evlatlarının şişmanlamamasına dikkat etmemi emreder, acıkmadan yemek yedirmememi, hatta her yemekten sonra muhakkak onları yarıştırmamı isterdi. Şunu da çokça söylerdi: “Evlatlarıma Kur’ân-ı Kerîm’i öğrettiğin gibi doğruluğu da öğret, yalan söylemekten sakındır. Çünkü yalanın âkıbeti çok fenadır.”
Hazret-i Ömer buyurdu: Hazret-i Ebûbekr-i Sıddîk (radıyallâhü anh) halîfe olduğu ilk sene hutbesinde demiştir ki: “İnsanlar arasında taksîm edilmiş en üstün şey, yakîn yani hakîkî îmân, ondan sonra da âfiyettir. Dikkat edin, doğruluk ve iyilik cennete ulaştırır. Yalan ve kötülük ise cehenneme düşürür.”
Fudayl bin Iyâd (rah.): “İnsanda, Allâh’a en sevgili uzuv doğru söyleyen lisan, Allâh’ın en buğzettiği uzuv da yalan söyleyen lisandır.” buyurmuştur.
Doğruluk insanı kurtarır, yalan söylemek ise alçaltır. Yalanın başka hiçbir ayıbı olmasaydı sadece şu kusuru onu terki icabettirirdi: Yalancı doğruyu bile söylese kimse ona inanmaz. Yalancı kişi insanlar arasında kıymetsiz olur, ismi unutulur.
Bir kimse bilmedikleri hakkında konuşursa bildiklerinde de kimse ona inanmaz. Günahların başı yalandır. Yalan, ayıpları ortaya döker, güzellikleri örter.
Allâh (azze ve celle), dili diğer uzuvlardan üstün kıldı, ona kelime-i tevhîdi söylemek imtiyâzı vererek derecesini yükseltti. Akıllı kişi, Allâh’ın tevhîdini beyâna bir âlet olarak yarattığı dili yalana alıştırmamalıdır. Bilakis daima doğru söylemelidir. Dili iki cihanda faydasını göreceği şeylere alıştırmalıdır.
Emevî halîfesi Abdülmelik’in şehzadelerinin hocası olan İsmail bin Ubeydullâh anlattı: Halîfe evlatlarının şişmanlamamasına dikkat etmemi emreder, acıkmadan yemek yedirmememi, hatta her yemekten sonra muhakkak onları yarıştırmamı isterdi. Şunu da çokça söylerdi: “Evlatlarıma Kur’ân-ı Kerîm’i öğrettiğin gibi doğruluğu da öğret, yalan söylemekten sakındır. Çünkü yalanın âkıbeti çok fenadır.”
Hazret-i Ömer buyurdu: Hazret-i Ebûbekr-i Sıddîk (radıyallâhü anh) halîfe olduğu ilk sene hutbesinde demiştir ki: “İnsanlar arasında taksîm edilmiş en üstün şey, yakîn yani hakîkî îmân, ondan sonra da âfiyettir. Dikkat edin, doğruluk ve iyilik cennete ulaştırır. Yalan ve kötülük ise cehenneme düşürür.”
Fudayl bin Iyâd (rah.): “İnsanda, Allâh’a en sevgili uzuv doğru söyleyen lisan, Allâh’ın en buğzettiği uzuv da yalan söyleyen lisandır.” buyurmuştur.
Doğruluk insanı kurtarır, yalan söylemek ise alçaltır. Yalanın başka hiçbir ayıbı olmasaydı sadece şu kusuru onu terki icabettirirdi: Yalancı doğruyu bile söylese kimse ona inanmaz. Yalancı kişi insanlar arasında kıymetsiz olur, ismi unutulur.
Bir kimse bilmedikleri hakkında konuşursa bildiklerinde de kimse ona inanmaz. Günahların başı yalandır. Yalan, ayıpları ortaya döker, güzellikleri örter.
(Ravzatü’l-Ukalâ, Hâfız İbn-i Hıbbân)
Hicrî: 13 Muharrem 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder