30 Ekim 2017 Pazartesi

ALLAH’TAN FAYDALI İLİM İSTEYİNİZ”



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ بَاعَ دَارًا وَلَمْ يَشْتَرِ بِثَمَنِهَا دَارًا لَمْ يُبَارَكْ لَهُ فِيهَا. (هق)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   كيم بر أو صاطار ده باراسيله باشقه بر أو صطن آلمازسه او باراده او كمسيه بره كت يوقدر ."
Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim bir ev satar da parasıyla başka bir ev satın almazsa o parada o kimseye bereket yoktur.” 
(Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Sünen-i Kübrâ)
Hicrî:   10 Safer  1439  Fazilet Takvimi 

“ALLAH’TAN FAYDALI İLİM İSTEYİNİZ”


Allâhü Teâlâ, Dâvud Aleyhisselâm'a vahyedip:
“Yâ Dâvud! Faydalı ilmi öğren!” buyurdu. Hazret-i Dâvud: “Ya Rabbi, Faydalı ilim nedir?” dedi.
“Benim celâlimi, azamet ve kibriyâmı, her şeye kâdir olduğumu (yani sıfatlarımı) bilmendir. İşte bu, seni bana yaklaştırır” buyurdu.
Aliyyü'l-Mürteza (k.v.): “Büyüyüp de Rabbimi bilmek varken küçük yaşta ölüp cennete girmek beni sevindirmezdi. Muhakkak insanların Allâh'ı en iyi bileni, Allah'tan en çok korkanı, ona en çok ibâdet edeni ve Allah için en güzel nasihat edenidir.” (Rûhu'l-Beyân)

İSLAM ADÂLETİNİN KALPLERİ FETHİ

Müslüman devletler kendilerine tâbi olan gayr-i müslimlerden cizye adıyla cüz'î bir vergi alır, bunun mukâbilinde de onları himâye ederlerdi. Şayet bunların memleketlerine bir taarruz vuku bulursa Müslümanlar derhal ordu ile o taarruzu def ederek, onları himâye ederlerdi. Onları böylece himâye etmedikçe kendilerinden cizye almazlardı.
Yermük Harbi sırasında İslâm ordusu belli bir bölgede toplanmak zaruretinde kaldıklarından Humus ahâlîsini bir müddet himâye edemeyecek bir vaziyette bulunmuşlardı. Bunun üzerine, o ahâlîden almış oldukları cizyeyi, kendilerine iâde ederek:
“Biz şimdi harb ile meşgulüz, sizi himâye edemeyeceğiz. Binaenaleyh verdiğiniz cizyeyi alınız da başınızın çaresine bakınız.” dediler. Fakat o ahâlî Müslümanların zaten ne âlicenap, ne adâletperver olduklarını evvelce de anlamış bulunduklarından iade edilen cizyeyi kabul etmediler.
“Sizin hâkimiyetiniz, adâletli idareniz bizim için daha evvel içinde bulunduğumuz mağduriyet ve mazlumiyet hâlinden kat kat üstündür. Vâliniz bizde kalsın, şayet Bizans askeri şehrimize saldırırsa biz onları vâlinizle beraber def ederiz” demişlerdi. İşte adâlet, kalbleri böyle fetheder. O muhterem İslâm kumandanlarında tecelli eden şu adâlete bakınız. Onlar başka bir dine mensup olsalar da İslâm'ın âdilâne himâyesini kendi dindarları bulunan kavimlerin hâkimiyeti altında yaşamaya bin kere tercih ediyorlar.
Hicrî:   10 Safer  1439  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder