قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اِنْتِظَارُ الْفَرَجِ
بِالصَّبْرِ عِبَادَةٌ. (قضاعي)
رسول
الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ." صبرأدرك
( بلى و صقنتلردان ) قورتولماي بكلمك عبادتدر ."
Resûlullah Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve
sellem) buyurdular: “Sabrederek (belâ ve sıkıntılardan) kurtulmayı
beklemek ibâdettir.”
(Hadîs-i Şerîf, Kuzâî, Müsnedü’ş-Şihâb)
Hicrî: 20 Muharrem 1439 Fazilet
Takvimi
“...ANCAK SABREDENLERE ECİRLERİ HESAPSIZ ÖDENECEKTİR”
Hüseyin bin Ali (radıyallâhü anhümâ) buyurdu ki: Dedem Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) bana buyurdular ki: “Ey oğlum! Sana kanâati tavsiye ederim. Eğer kanâatkâr olursan insanların en zengini olursun. Allâh'ın sana farz kıldıklarını edâ edersen insanların en çok ibâdet edeni olursun.
Ey oğulcağızım! Muhakkak cennette bir ağaç vardır, ona Belvâ ağacı derler. Dünyâda belâlara sabredenler için kıyâmet gününde mîzân kurulmaz, hesab defterleri açılmaz, doğrudan o ağacın yanına götürürler. Sabırlarına mükâfât olarak sevaplar üzerlerine dökülür de dökülür” buyurdu ve Zümer sûresinin:
“.Ancak sabredenlere ecirleri hesapsız ödenecektir” -meâlindeki- 10'ncu âyet-i celîlesini okudular. (Tezkiretü'l-Kurtubî)
ALLÂHÜ TEÂLÂ CÖMERTLİĞİ SEVER
Hazret-i Zübeyr (radıyallâhü anh), Basra'da okuduğu bir hutbesinde dedi ki:
“Ey insanlar, Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) bana buyurdular ki:
“Ey Zübeyr! Muhakkak Allâhü Teâlâ buyuruyor ki: İnfâk et (sana verdiğim maddî, manevî rızıktan muhtaçlara ver ki, ben de sana infak edeyim. Kesenin ağzını bağlama, yoksa sana da bağlanır. Genişlik göster ki Cenâb-ı Hak da sana genişlik ihsan eylesin. Darlık gösterme, darlık çekersin.
İyi bil ki Ey Zübeyr, muhakkak Allâhü Teâlâ infâk etmeyi; malından insanlara ihsan etmeni sever, malını sıkıp tutanı sevmez. Velev bir hurma ile de olsa cömertliği sever. Bir yılanı yahut akrebi öldürerek de olsa şecâati sever.
İyi bil ki ey Zübeyr, muhakkak Allâhü Teâlâ'nın kulları arasında taksîm eylediği ve miktârını sadece onun bildiği rızıklarınızdan başka malları vardır. Onu ancak fazlından isteyenlere verir. Siz, Allâhü Teâlâ'nın fazlından isteyiniz.”
(el-Makdisî, el-Âdâbü'ş-Şer'iyye)
Hicrî: 20 Muharrem 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder