قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الْعُلَمَاءَ وَرَثَةُ
الْأَنْبِيَاءِ إِنَّ الْأَنْبِيَاءَ لَمْ يُوَرِّثُوا دِينَارًا وَلَا دِرْهَمًا
إِنَّمَا وَرَّثُوا الْعِلْمَ فَمَنْ أَخَذَ بِهِ أَخَذَ بِحَظٍّ وَافِرٍ. (ت)
رسول
الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ." محقق ( كامل ) عالملر بيغمبرلرين
وارثلرى در . بيغمبرلر نه آلطون و نه ده كوموش ميراث براق ديلر . اونلر آنجق علم
ميراث براقديلر . كيم علم اؤكرنرسه او ميراث دان جوق نصيبلنمش اولور ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular:
“Muhakkak (kâmil) âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler ne
altın ve ne de gümüş miras bıraktılar. Onlar ancak ilmi miras
bıraktılar. Kim ilim öğrenirse o mirasdan çok nasiblenmiş olur.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 25 Zilhicce 1438 Fazilet
Takvimi
SİLSİLE-İ SÂDÂT’IN 33. VE SON HALKASI SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN (K.S.) -1
Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) Efendi Hazretleri 1888 (Hicri 1305, Rûmi 1304) senesinde -Bugün Bulgaristan sınırları içinde kalan- Silistre'nin Hezargrad kasabasının Ferhatlar Köyü'nde dünyaya geldiler. Babası Hocazâde Osman Efendi, tahsilini İstanbul'da tamamlamış ve Silistre'nin Satırlı Medresesi'nde yıllarca müderrislik yapmış mâruf bir dersiâmdır. Annesinin adı Hatice Hanım'dır. Dedesi ise, Kaymak Hâfız nâmı ile meşhur bir zat olup 110 yaşına doğru vefat etmiş olan Mahmud Efendi'dir.Hocazâdeler olarak bilinen bu asîl ailenin ceddi İdris Bey'e dayanır. İdris Bey, Fatih Sultan Mehmed Han tarafından Tuna Han'ı nasbedilmiş ve üstelik kendisine kız kardeşi tezvic edilmiş bir zâttır.
Babası Osman Efendi, İstanbul'da tahsiline devam ederken, dikkate şâyân bir rüya görmüştür. Rüyasında, vücudundan kopan bir parçanın gökyüzüne çıkıp dünyaya ışık saçtığını görür. Gördüğü rüyasını “Sulbünden gelecek bir evladının dünyayı mânen aydınlatacağı” şeklinde tabir eder.
Silistre'ye dönünce evlenir. Dünyaya gelen Fehim, Süleyman Hilmi, İbrahim ve Halil ismindeki dört oğlundan rüya tabirine muvâfık düşecek isti'dadı Süleyman Hilmi'de görür. Onun yetişmesi için husûsi bir ihtimam gösterir.
Süleyman Efendi Hazretleri (k.s.) ilk tahsilini Silistre Rüşdiyesi'nde ve Satırlı Medresesi'nde yapar. Daha sonra tahsilini tamamlamak üzere babası tarafından İstanbul'a gönderilir.
Babası onu İstanbul'a gönderirken şu tavsiyede bulunmuştur:
Oğlum, Usûl-i Fıkıh ilmine iyi çalışırsan, dininde kuvvetli olursun. Mantık ilmine iyi çalışırsan, ilminde kuvvetli olursun.
İstanbul'da, Fâtih Dersiâmlarından ve devrin meşhûr âlimlerinden Bafralı Ahmed Hamdi Efendi'nin ders halkasına oturdu ve 1913 yılında ondan birincilikle icâzet aldı.
1916'da Dârü'l-Hilâfeti'l-Aliyye Medreseleri, Kısm-ı Âli (Sahn) Medresesi'ni bitirdikten sonra aynı yıl ihtisas (doktora) yapmak üzere tedrisatı 3 yıl olan Medresetü'l-Mütehassısîn'in (Süleymaniye Medresesi) Tefsir ve Hadîs şubesine girdi. İlk iki senesini muvaffakiyetle tamamlayınca 1918 senesinde yirmi arkadaşıyla birlikte kendilerine -Şeyhülislamlık makâmının teklifi ve Padişah Mehmed Vahîdüddin Hân'ın tasdiki ile- İstanbul Müderrisliği Ruûsu verildi. 1919'da Medresetü'l-Mütehassısîn'den birinci derece ile mezun oldu. (Devamı var)
Hicrî: 25 Zilhicce 1438 Fazilet
Takvimi
قَالَ
اللهُ تَعَالَى: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَابْتَغُوا
إِلَيْهِ الْوَسِيلَةَ وَجَاهِدُوا فِي سَبِيلِهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ. (سورة
المائدة, ٣٥)
الله
تعالى بيوردى ( مئآلا ) : " أى ايمان أدنلر ، الله دان ( اونون عذابندان )
قورقون و اونه ياقلاشمايه وسيله آراين و اونون يولونده مجاهده أدين كى فلاحه أره
بله سنز ."
Allâhü Teâlâ buyurdu (meâlen): “Ey îmân edenler, Allah’tan (onun
azabından) korkun ve ona yaklaşmaya vesîle arayın ve onun yolunda
mücâhede edin ki felâha erebilesiniz.”
(Mâide sûresi, âyet 35)
Hicrî: 26 Zilhicce 1438 Fazilet
Takvimi
SİLSİLE-İ SÂDÂT’IN 33. VE SON HALKASI SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN (K.S.) -2
Medresetü'l-Mütehassısîn'e girmeden önce
Medresetü'l-Kuzât'ın (Hukuk Fakültesi) da giriş imtihânını birincilikle
kazandılar. Fakat bunu büyük bir sevinç ile babasına mektupla bildirdiği
zaman babasından şu telgrafı alır:
“Süleyman, ben seni cehenneme göndermek için İstanbul'a göndermedim.”
Pederleri bu telgraf ile kendisine, Peygamber Efendimizin (s.a.v.)
“Üç kâdî'dan ikisi cehennemdedir.” meâlindeki hadîs-i şeriflerini
hatırlatıyorlardı.
Süleyman Efendi Hazretleri (k.s.), pederine verdiği cevapta,
“Kendisinin aslâ kâdîlık (hâkimlik) mesleğine sülûk etmeğe niyeti
olmadığını, asıl maksadının, devrinin bütün zâhirî din ilimleri
sahasında kemâle ermek olduğunu” bildirdi ve Medrese-i Süleymaniye'nin
Tefsir ve Hadis kısmından diplomasını alıp Dersiâm olduğu gibi
Medresetü'l-Kuzât'tan da mezun olup kâdîlık rütbesini aldılar.
Böylelikle devrinin aklî ve naklî ilimlerinde en yüksek dereceyi ihrâz etmiş oldular.
Ezelî takdir olarak Silsile-i Sâdât'ın 33. ve son halkası
kendilerinin nasibi olduğundan Seyyidler zincirinin 32. halkası
Salâhuddîn İbn-i Mevlânâ Sirâcuddîn (k.s.) Hazretlerinde mânevî seyr ü
sülûkünü tamamladıktan sonra tecelliyâtın büyüklüğünden üstazı
kendilerini İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî Ahmed-i Fârûkî Serhendî
(k.s.) Hazretlerinin nisbet-i rûhâniyesine teslim ettiler.
Dünyanın şu son zamanlarında ilâhî feyizden nasipleri bulunan
insanları yüksek himmetleriyle küfr ü dalâl çukurundan imân ve ihlâs
sâhasına çıkardılar. Halen de çıkarmaktadırlar.
Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) Efendi Hazretleri, 16 Eylül 1959 (13
Rebîulevvel 1379) Çarşamba günü dâr-ı bekâya irtihal buyurdular.
(Kaddesallâhü sirrahü'l-eaz) Ancak tasarruf ve irşadları tamamıyla ve
kemâliyle berdevamdır.
Cenâb-ı Hak sevenlerini ve bütün mü'minleri şefâatleri-ne nâil kılsın.
(Âmin)
Hicrî: 26 Zilhicce 1438 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder