قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا مِنْ مُسْلِمٍ يُلَبِّي إِلَّا لَبَّى مِنْ عَنْ يَمِينِهِ أَوْ عَنْ شِمَالِهِ مِنْ حَجَرٍ أَوْ شَجَرٍ أَوْ مَدَرٍ حَتَّى تَنْقَطِعَ الْأَرْضُ مِنْ هَاهُنَا وَهَاهُنَا. (ت)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ( حج و عمره ياباركن ) تلبيه كتيرن ( لبيك ... دين ) هجبر مسلمان يوقتور كى شورادان و شورادان ( صاغندان و صولوندان ) آرضين نهايتنه قدار صاغنده و صولونده بولونان بتون طاشلر ويا آغاجلر ويا طوبراقلرده اونونله برابر تلبيه كترمش اولماسين . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “(Hac ve umre yaparken) telbiye getiren (lebbeyk… diyen) hiçbir Müslüman yoktur ki şuradan ve şuradan (sağından ve solundan) arzın nihayetine kadar sağında ve solunda bulunan bütün taşlar veya ağaçlar veya topraklar da onunla beraber telbiye getirmiş olmasın.”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 05 Zilkâde 1446 Fazilet Takvim
HACCIN HİKMETİ
Allâhü Teâlâ, Âdem aleyhisselâm’a, “Ey Âdem! Benim için yeryüzünde, gökteki beytimin hizâsında bir beyt yap ki melekler, Beyt-i Ma‘mûr’un etrafında tavaf ettikleri gibi, sen ve evlatların da onun etrafında tavaf ederek bana ibadet ediniz.” buyurdu. Âdem aleyhisselâm, Mekke-i Mükerreme’ye gidip meleklerin refakatinde, Beytullâh’ı inşa etti. Sonra Cenâb-ı Hakk’a şöyle yalvardı: “Yâ Rabbi! Şüphesiz her çalışanın bir ücreti vardır, benim de bir ücretim var mıdır?” Allâhü Teâlâ da “Evet, vardır. Ne dilersen yerine getirilecektir.” buyurdu.
Âdem aleyhisselam, “Yâ Rabbi! Beni tekrar Cennet’e gönder.” dedi. Allâhü Teâlâ, “Bu, senin için (âhirette) gerçekleşecektir.” buyurdu. Hz. Âdem, “Yâ Rabbi! Hatalarımı itiraf ettiğim gibi, zürriyetimden, günahlarını itiraf edip sana yalvararak bu Beyt’i (Kâbe-i Muazzama’yı) tavaf edenleri de affetmeni istiyorum.” dedi. Allâhü Teâlâ, “Ey Âdem! Ben, seni affettim. Senin zürriyetinden, bu Beyt’i ziyaret edip günahlarından tevbe edenleri de affettim.” buyurdu.
Nûh Tufanı’ndan İbrâhim aleyhisselam zamanına kadar, Kâbe-i Muazzama’nın yeri belirsiz kaldı. Allâhü Teâlâ, Hz. İbrâhim’e, Kâbe-i Muazzama’yı tekrar inşa edip insanları hacca davet etmesini emir buyurdu. İbrâhim (a.s.), “Yâ Rabbi! Buna sesim yetmez.” dedi. Allâhü Teâlâ, “Sen davet et, duyurmak bize aittir.” buyurdu. Bunun üzerine Hz. İbrâhim, Makâm-ı İbrâhim’in üzerine çıkıp baktı ve bütün yeryüzünü, dağları, taşları, ovaları, kara ve denizleri, insan ve cinleri, hepsini önünde toplanmış gördü. İki elinin işaret parmaklarını kulaklarına koyarak doğuya, batıya, kuzeye ve güneye doğru dönerek şöyle seslendi: “Ey insanlar! Beytü’l-Atîk’i (Kâbe-i Muazzama’yı) ziyaret etmek, sizlere farz kılındı, Rabb’inizin davetine icâbet edin, gelin.”
İbrâhim (a.s.) zamanından günümüze kadar haccetmeye muvaffak olanlar, onun bu davetine “Lebbeyk, Lebbeyk!” diyenlerdir. Bir kimse, o vakit bu davete kaç kere “Lebbeyk” diyerek cevap vermişse ona, o kadar haccetmek nasip olur. (Lebbeyk: ‘Emrine âmâdeyim’ demektir.)
Hicrî: 05 Zilkâde 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder