2 Mayıs 2025 Cuma

TAKVÂ NASIL ELDE EDİLİR?


 

قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : نِعْمَ الْعَوْنُ عَلَى تَقْوَى اللهِ الْمَالُ. (ض)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : الله تعالى يه تقوى اوغرونده ( عصياندان صاقنمق إيجن ( حارجانان مال ، ( كشيه ديننى قورومقته ) نه كوزل ياردمجيدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Allâhü Teâlâ’ya takvâ uğrunda (isyandan sakınmak için) harcanan mal, (kişiye dinini korumakta) ne güzel yardımcıdır.”

 (Kuzâî, Müsnedü’ş-Şihâb)

Hicrî:  04 Zilkâde   1446  Fazilet Takvim

 

 

TAKVÂ NASIL ELDE EDİLİR?

 

Âl-i İmrân Sûresi’nin 102. ve 103. âyet-i celîlelerinde şöyle buyurulmuştur -meâlen-: “Ey iman edenler! Hakkıyla müttakî olun, Allah’tan nasıl korkmak lâzımsa öyle korkun ve ancak Müslüman olarak can verin. Hepiniz, Allâh’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp ayrılmayın.”

Allâhü Teâlâ’dan hakkıyla korkmak, takvâ mertebelerinin en kâmilidir ki iki mana ile izah edilir:

Birincisi; devamlı Allâhü Teâlâ’ya itâat edip aslâ isyan etmemek, dâimâ zikir üzere bulunup onu bir an bile unutmamak ve her hâlde şükredip hiçbir küfrâna düşmemektir. Bu, Allâhü Teâlâ’nın şânına lâyık surette bir takvâ hâlidir. Ancak bu hâl, peygamberler gibi masûm bir fıtrat üzere yaratılmış olanlardan başkasına nasip olmayan bir hâldir. Nitekim büyükler, “Seni hakkıyla bilemedik ve sana hakkıyla ibadet edemedik.” derler. Buna binâen bu âyet-i celîle nâzil olduğu zaman Ashâb-ı Kirâm’ın çok ibadet etmekten ayakları şişmiş, alınlarının derileri soyulmuş ve bunun üzerine: “Allah’tan, gücünüz yettiğince korkun.” emri (Teğâbün S., â. 16) nâzil olmuştur.

İkincisi, Allah yolunda hakkıyla, gücünün yettiği kadar mücâhede etmek ve bu husûsta hiç kimsenin kötülemesinden korkmamak; hattâ anası, babası dahi kendi aleyhinde olsa bile Allah için adâlet ve hakkaniyetten ayrılmamaktır. İşte “Allah’tan, gücünüz yettiğince korkun.” ifadesi, bunun beyanıdır.

Allah’tan hakkıyla korkmak ve her hâlde Müslüman olarak ölebilmek için de her şeyden önce, Allâh’ın ipine (İslâm’a ve Kur’ân’a), topluca yapışarak tevhîd üzere birleşmek, tefrikadan sakınmak lâzımdır. “Ben, kendi başıma dinimi, imanımı muhafaza edebilirim.” demek tehlikelidir. Kendi başına kalmak isteyen fertlerin, iman ve İslâm üzere hüsn-i hâtime ile gidebilmesi şüphelidir. Kişi, en ufak bir zorlama ve tazyik altında her şeyini zâyi edebilir. Hadîs-i şerîfte, “Allâh’ın yardımı, cemaat iledir.” buyurulmuştur.

Bütün ehl-i iman, kelime-i vâhide (Ehl-i Sünnet itikadı) üzere birleşmedikçe hakîkî takvâya eremez, Allâhü Teâlâ’nın rızasına ulaşamazlar.

Hicrî:  04 Zilkâde  1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder