قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : آفَةُ الْعِلْمِ النِّسْيَانُ وَإِضَاعَتُهُ أَنْ تُحَدِّثَ بِهِ غَيْرَ أَهْلِهِ. (مى)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : علميك آفتى ، اونطمقدر ، اونون زاي أدلمسى إيسه أهل اولمايانه أؤكؤتمندر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “İlmin âfeti, unutmaktır. Onun zâyi edilmesi ise ehil olmayana öğretmendir.”
(Sünen-i Dârimî)
Hicrî: 16 Şâban 1446 Fazilet Takvim
RESÛLULLAH (S.A.V.) EFENDİMİZİN MÜEZZİNLERİNDEN EBÛ MAHZÛRE (R.A.)
Sahâbe-i Kirâm’dan Ebû Mahzûre (r.a.) şöyle anlatıyor:
“Ben, (henüz Müslüman olmadan önce) birkaç gençle beraber Huneyn yolunda, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Huneyn Gazâsı’ndan döndüğü bir yerde bulunuyorduk. O yolda Resûlullâh’ı gördük. Resûlullâh’ın müezzini, namaz için ezan okuyordu. Biz, bir köşeye çekilip saklandık. Müezzinin söylediklerini tekrar ederek alay etmeye başladık. Resûlullah (s.a.v.), bizim sesimizi duymuştu. Birisini bize gönderdi. Gönderdiği kişi, bizi Resûlullâh’ın huzuruna götürdü. Resûlullah (s.a.v.):
“Duyduğum gür sesin sahibi hanginiz?” buyurdu. Yanımdakiler, beni gösterdiler ve doğru da söylediler. Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem, onların hepsini serbest bıraktı, beni yanında alıkoydu. Sonra bana;
“Haydi kalk, namaz için bir ezan oku!” buyurdu. Kalktım, ama o zaman ondan ve bana emrettiği şeyden daha nefret ettiğim hiçbir şey yoktu. Bizzât kendisi bana ezanı telkin edip öğrettiler.
Ben ezanı okuyup bitirdiğim zaman, işte o anda, Resûlullah’a karşı kalbimde duyduğum kin ve nefretten bir şey kalmadı, bütün bunların hepsi, sevgi ve muhabbete döndü. Resûlullah (s.a.v.), içinde bir miktar gümüş para bulunan bir de kese verdi ve bana dua etti.
Sonra ben, “Yâ Resûlallah! Mekke’de ezan okumama müsaade buyurun!” dedim. “Peki, müezzinlik yapmana müsaade ediyorum.” buyurdular.
Mekke valisi Attâb bin Esîd’e (r.a.) geldim ve onun valiliği müddetince Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin emriyle Mekke-i Mükerreme’de müezzinlik yaptım.”
Ebû Mahzûre (r.a.), gür sesli ve ezanı en güzel okuyanlardandı. Hicrî 59 yılında vefat edinceye kadar Mescid-i Harâm’da müezzinlik yaptı. Kendisinden sonra da uzun müddet çocukları ve torunları, Mescid-i Harâm’da müezzinlik yapmaya devam ettiler. Radıyallâhü anhüm.
Hicrî: 16 Şâban 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder