قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : وَاُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ، وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِلْغَاوِينَ. (سورة الشعراء، ٩٠-٩١)
الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : جنت ( قيامتده ) تقوى صاحبلرينه ياقلاشترلمشدر ( اونى مشاهده أدرك مسرور اولورلر ) . جهنم إيسه آزغنلره ( حق يولدان صابمش اولانلره ) آجق سجك كوسترلمشدر ( كى بونونله غام و ألملرى آرتار ) . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen: Cennet, (kıyâmette) takvâ sahiplerine yaklaştırılmıştır (onu müşahede ederek mesrûr olurlar). Cehennem ise azgınlara (hak yoldan sapmış olanlara) açık seçik gösterilmiştir (ki bununla gam ve elemleri artar).”
(Şuarâ Sûresi, âyet 90-91)
Hicrî: 11 Şâban 1446 Fazilet Takvim
CENNET VE CEHENNEM EBEDÎDİR
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem bir hadîs-i şerîflerinde, “Şüphe yok ki Allâhü Teâlâ Hazretleri, Cennet’i de Cehennem’i de yaratmıştır. Cennet için ehil olanları yaratmış, Cehennem için de ehil olanları vücuda getirmiştir.” buyurmuşlardır.
Müslümanların iman ettiği esaslardan biri de Cennet ile Cehennem’dir. Bunlar, hadîs-i şerîfte bildirildiği üzere şu anda yaratılmış bulunmaktadır. Cennet, saîdler; hakîkî iman ile muttasıf olan zâtlar içindir. Cehennem de şakîler; makbul bir imandan mahrum olan şahıslara mahsustur. Mümin oldukları hâlde günahkâr olarak âhirete giden kimseler, âhirette afv-ı İlâhî’ye mazhar olamadıkları takdirde, günahlarına göre bir müddet Cehennem’de azâp olunup sonra Cennet’e gireceklerdir.
Müslüman olarak vefat eden hiçbir insan Cehennem’de ebedî kalmayacaktır. Küfür ve şirk üzere âhirete gidenler ise ebedî olarak Cehennem’de kalacaklardır. Çünkü bunlardan her biri, kendi itikadına göre muâmele olunacaktır. Onlar, bu dünyada dâimî olarak kalsalar, aynı itikadı muhafaza azminde oldukları için, cezaları da bu şekilde ebedî olacaktır. Cenâb-ı Hakk’ın hikmeti ve adâleti böyle tecelli edecektir. Kur’ân-ı Azîm’in birçok âyeti, bu hakikati, açıkça ve kuvvetli şekilde beyan buyurmaktadır.
Allâhü Teâlâ Hazretleri, kullarının lâyık oldukları mükâfat ve cezalara tamamen kavuşmalarını, bir hikmete mebni olarak, âhiret âlemine tehir buyurmuştur. O ebedî âlemde, yüce yaratıcımızın mutlak adaleti en kâmil şekliyle tecelli edecek, herkes dünyadaki amellerinin karşılığına orada kavuşacaktır.
O hâlde Rabb’ine karşı vazifelerini güzelce yapan kullar, bu dünyada lâyık oldukları mükâfata nâil olmazlarsa, bundan dolayı aslâ ümitsizliğe düşmezler. Çünkü ebedî olan âhiret âleminde bu mükâfata fazlasıyla nâil olacaklarına tamamen inanırlar.
Üzerlerine düşen kulluk vazifelerini yerine getirmeyen, başkalarının haklarına riâyette bulunmayanlar da fâni varlıklarına aldanmamalı ve âhiret âleminde uğrayacakları cezaları da unutmamalıdırlar.
Hicrî: 11 Şâban 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder