19 Şubat 2025 Çarşamba

İBRAHİM BİN EDHEM (RAH.)


 

قال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا مَثَلُ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا مَثَلُ مَا يَجْعَلُ أَحَدُكُمْ إِصْبَعَهُ فِي الْيَمِّ فَلْيَنْظُرْ بِمَ يَرْجِعُ. (هـ)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : آخرته كوره دنيا آنجق سزدن برينزيك بارماغنى دنيزه دالدرماسنه بنزر . او كشى ، بارماغينين نه قدارجق بر صو إيله دونديكونه باقسيك . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Âhirete göre dünya ancak sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi, parmağının ne kadarcık bir su ile döndüğüne baksın.”

(Sünen-i İbn-i Mâce)

Hicrî:  20  Şâban   1446  Fazilet Takvim

 

 

İBRAHİM BİN EDHEM (RAH.)

 

Hicrî ikinci asırda yaşamış olan İbrahim bin Edhem rahmetullâhi aleyh Hazretleri, aslen, bugün Afganistan’ın kuzeyinde bulunan Belh diyarındandır. Zâhid, âlim ve âbid zâtlardan ve meşhur velîlerdendir. Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn’den hadîs-i şerîf rivâyet eylemiş olup Süfyân-ı Sevrî, Fudayl bin İyâz (rah.) gibi âlimlerle arkadaşlığı vardır. İmâm-ı Âzam Hazretlerinden de ilim almıştır. İmâm Nesâî (rah.), ‘İbrahim bin Edhem (rah.), sika (güvenilir) râvîlerden ve zâhidlerdendir.’ demiştir. Bizans üzerine çıktığı bir gazâda, Hicrî 161 tarihinde şehit oldu.

Onu tanıyanlardan Madâ bin İsa, “İbrahim bin Edhem (rah.), akrânlarına namazının ve orucunun çokluğu sebebiyle değil; doğruluğu ve cömertliği sebebiyle üstün kılınmıştır.” demiştir.

İbn-i Kadîd anlattı: “Bir gün İbrahim bin Edhem’in evinde bir toplulukla otururken ona hediye olarak az miktarda meyve geldi. Bana, ‘Ey İbn-i Kadîd, bu meyveden sen de ben de yemeyelim, hepsini arkadaşlarımız yesin’ dedi. Tamamını onlara ikram etti, biz, tadına bile bakmadık.”

İbrahim bin Edhem şöyle demiştir: “Muhakkak gönlü zengin olanlar; yani insanlara yük olmayıp bilakis onlara yardımcı olanlar; gündüzleri oruç tutan, geceleri namaz kılan, hac ve umreye gidip Allâh yolunda gazâ edenler gibi sevap kazanmaya muvaffak olur.”

“Muhakkak ölümün öyle şiddetli hâlleri vardır ki ondan kurtulmaya, ancak Allâhü Teâlâ’dan korkan ve ölümün, başına geleceğini hesap edip Allâhü Teâlâ’ya itaatle ömrünü geçirenler güç yetirebilir. Rabb’ine itaatkâr olanlar için kabir azâbından kurtuluş, dünyada ve âhirette mesut bir hayat ve kerâmet vardır. Âsîler ise kıyamet gününde pişmanlık ve hasretlik içinde kalırlar.”

Hicrî:  20  Şâban  1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder