13 Mart 2017 Pazartesi

İHTİKÂR (KARABORSA) İFLÂSA SEBEPTİR



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنِ احْتَكَرَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ طَعَامًا ضَرَبَهُ اللهُ بِالْجُذَامِ وَالْإِفْلَاسِ. (هـ)
بيغمبر أفندمز محمد مصطفى صلى الله عليه وسلم بيوردلر  ."     هر كيم مسلمانلره قارشى ييه جكلرى شيلرده إحتكاره ( قارابورسايه ) جُورْئَتْ أدرسه الله تعالى اونى جُزَّامْ حصطليغى و إفلاس ايله جزالاندرير ."  
  Resûlullâh Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Her kim Müslümanlara karşı yiyecekleri şeylerde ihtikâra (karaborsaya) cüret ederse Allâhü Teâlâ onu cüzzam hastalığı ve iflas ile cezalandırır.” 
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî:   14  Cemâziyelâhir   1438  Fazilet Takvimi 

İHTİKÂR (KARABORSA) İFLÂSA SEBEPTİR


İhtikâr, insanların muhtaç oldukları yiyecek maddeleri veya sair eşyayı bir tüccarın satın alıp fiyatlarının yükselmesini veya kıtlık olmasını bekleyip satmamasıdır. Bunu yapana muhtekir, madrabaz veya karaborsacı denir.
Bir kısım eşyayı sırf fiyatlarının yükselmesi için satmamak günahtır, çirkin bir harekettir. Bunları kıtlık olmasını bekleyerek satmamak ise daha günahtır, daha çirkin bir harekettir. Bir beldede yiyilecek şeyleri ticaret için satın alıp sonra da insanların ihtiyacı bulunduğu hâlde bekletip o beldede satmamak gibi ihtikârlar haramdır. Başka yerlerden satın alarak şehre getirilen yiyilecek şeyleri, fiyatlarının yükselmesini bekleyerek satmamak da mekruhtur. Bu, İmam Ebû Yûsuf'a göredir. İmam Muhammed'e göre herhangi yerden bir beldeye ticaret mallarının gelmesi teâmül (âdet) ise oradan getirilen gıdalar hakkındaki ihtikâr da haramdır.
İhtikârdan kaçınmak bir vazifedir. İhtikâr, umuma zararlıdır ve zulümdür. İslâm dininde meşrû bir ticaret ne kadar güzel, övülmüş ise gayr-ı meşrû bir ticaret de o kadar çirkindir. Emin, doğru sözlü, çalışkan bir tâcir, takdire layıktır. Nitekim bir hadîs-i şerîfte “Sözü, muamelesi doğru olan tüccar, kıyâmet günü Arş’ın gölgesi altındadır.” buyuruldu. Diğer bir hadîs-i şerîfte ise “Bir kimse yiyilecek şeyleri getirip râyice (günün piyasasına) göre satsa onu sadaka etmiş gibi olur.” buyurulmuştur. Bilakis yalancı, muhteris, şahsî-menfaati uğrunda başkalarına zarar vermekten çekinmeyen bir tâcir de nefrete lâyıktır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
• “Her kim Müslümanlara karşı onların yiyip içecekleri şeyler hakkında ihtikâra cüret ederse Hak Teâlâ onu cüzzam hastalığı ve iflâs ile cezalandırır."
• “İhtikârı ancak günahkâr kimse yapar.”
• “Bir kimse kırk gün ihtikâr yapsa, sonra da bunu sadaka verse bu sadakası, o yaptığı ihtikâr için keffâret olamaz."
Hazret-i Ali (k.v.) de “Her kim kırk gün insanların yiyeceklerinde ihtikâr yapsa kalbi kapkara kesilir" buyurmuştur. (Hukûku İslâmiye)
Hicrî:   14  Cemâziyelâhir   1438  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder