قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خِيَارُكُمْ أَحَاسِنُكُمْ
قَضَاءً. (ت)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ." سزيك أن خيرلنز بورجونى أن كوزل ( زماننده و تام ) أؤده يه ننزدر ."
Resûlullâh Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular:
“Sizin en hayırlınız borcunu en güzel (zamanında ve tam) ödeyeninizdir.”
(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 24 Cemâziyelâhir 1438 Fazilet
Takvimi
Ashâb-ı Bedir HÂRİS BİN SIMME (R.Anh)
Ensâr'dan ve Hazrec kabilesinin Mebzûl oğullarındandır. Künyesi Ebû Sa‘d'dır. Peygamberimiz (s.a.v.) onu Suheyb-i Rûmî (r.a.) ile kardeş kılmıştı.
Bedir Gazâsı'na Resûlullâh Efendimizle çıkmış ise de, Ravhâ denilen yerde kazâ ile bir azası kırıldığından Peygamberimiz onu geri göndermiş, lâkin ganimetten pay vermişti. Uhud Gazâsı'nda bulunarak sebât edenlerdendi. Hatta Uhud'da, Osman bin Abdullah'ı öldürünce zırhını, miğferini ve kılıcını almış, Resûl-i Ekrem Efendimiz de aldıklarını ona vermişlerdir. O gün Hazret-i Hâris'den (r.a.) başkasına öldürdüğü kimsenin eşyaları verilmemiştir.
Hâris (r.a.), Uhud Gazâsı'nda Peygamber Efendimize ölünceye kadar onu koruyacağına dâir bey‘at etmişti.
Şöyle anlattı: Uhud Gazâsı'nda Şı‘b mevkiinde Resûlullah Efendimizin yanında idim. Bana:
“Abdurrahman bin Avf'ı gördün mü?” buyurdular,
“Evet, Yâ Resûlallah! Dağın bir tarafında idi, müşrik askerleri üzerine hücûm ediyorlardı. Yanına gitmek istedim, fakat zât-ı âlînizi görünce sizin yanınıza geldim” dedim.
Peygamberimiz (s.a.v.): “İşte onu melekler koruyorlar” buyurdular. Bunun üzerine Abdurrahman'ın yanına vardım, gördüm ki önünde yedi müşrik ölmüş yatıyordu.
“Eline sağlık, bunların hepsini sen mi öldürdün?” dedim. “Ertat bin Şurahbil ile şunu ben öldürdüm. Fakat diğerlerinin öldürüldüğünü gördüğüm halde öldürenleri göremedim” dedi. Bunun üzerine “Sadekallâhü ve Resûlühû: Allah ve Resûlü doğrudur” dedim. (İsâbe)
Hazret-i Ali, Uhud Gazâsı'ndan dönünce kılıcını Hazret-i Fâtıma'ya (r.anhâ) verdi ve: “Şu kılıcıma iyi bak, bugün onunla çok güzel vuruştum” dedi. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v): “Âsım bin Sâbit, Sehl bin Hanîf, Hâris bin Sımme de senin gibi güzel vuruştular” buyurdu. (Ebû Ya‘!â)
Hâris Hazretleri, hicretin dördüncü senesi Safer ayında, Bi'r-i Ma‘ûne Vak‘ası'nda, Necidlilere dîni öğretmek için giderken ihânete uğrayıp şehid olan hâfızlardandı. Medine ve Bağdâd'da nesli devam etti. (Radıyallâhü anh) (Üsdü’l-Gâbe)
Hicrî: 24 Cemâziyelâhir 1438 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder